Bir kişi öldüğünde başkalarının onun hakkında yapabilecekleri, hatta yapmaları gereken en önemli işlerden birisi de ona dua etmektir. Ölenlerimiz için okuduğumuz Fatiha, Yasin-i Şerif gibi rahmete ve mağfirete vesile olan sure ve duaları elbette tüm diğer ölenlere de bağışlayabiliriz. Ölen bir din kardeşimizi ziyaret ettiğimizde bu duâ okunur. Bilginler bunu böylece tertip etmişler ve bu duâya devam eylemişlerdir. Bu duâda çok büyük hikmetler mevcuttur. Müslümanların birbirlerine hem hayatlarında ve hem de öldüklerinde duâ etmeleri İslâmî bir gelenektir.
Ölmüş birisi için yapılabilecek en büyük iyiliklerden birisi onun için dua etmek ve istiğfarda bulunmaktadır. Nitekim;
“Ey Allah’ın Resulü, anne ve babamın vefatlarından sonra da onlara iyilik yapma imkanı var mı, ne ile onlara iyilik yapabilirim?” diye soran Ebû Ubeyd Mâlik İbn Rabîa es-Sâidî (r.a)’ye Peygamber Efendimiz (s.a.v):
“Evet vardır. Onlara dua, onlar için Allah’tan istiğfar (günahlarının affedilmesini) talep etmek, onlardan sonra -vasiyetlerini yerine getirmek, anne ve babasının akrabalarına karşı da sıla-i rahmi ifa etmek, anne ve babasının dostlarına ikramda bulunmak.”
TÜRKÇE OKUNUŞU : (İnnâ lillâhi ve innâ ileyhi râciûn. Ve inne ilâ Rabbinâ lemünkalibûne, Allahümmek ’tübhü indeke fil muhsinîne vec’al kitâbehu fî illiyyîn. Vehluf-hü fî ehlihi fil ğâbirîne velâ tahrimnâ ecrehu velâ teftinnâ ba’dehu.)
ANLAMI : “Biz Allah’tan gelmiş ve Allah’a gidiyoruz. Ve biz ahirette yine O’na dönücüleriz.
Allah ’ım, onu (ölüyü) yüce huzurunda iyilerden yaz. Kitabı illiyyine koy. Arkada kalan çoluk çocuğuna halef ver, O’nun savabından bizleri uzaklaştırma ve bundan jsonra bizleri fitneye sokma. ”