Ölü İçin Vacib olanlar yani Müslümanlardan biri öldüğünde, hayatta kalanlara dört şey farz-ı kifâye olur. Yüce Allah mukaddes Kuran’ı Kerim Ankebut suresin’de buyuruyor: كُلُّ نَفْسٍ ذَائِقَةُ الْمَوْتِ ثُمَّ إِلَيْنَا تُرْجَعُونَ anlamı Her nefis, ölümü tadacak, sonra döndürülüp bize getirileceksiniz. Evet herşeyin bir sonu olduğu gibi hayatında bir sonu olacaktır. Evet, kaderin sırrı belli olmaz ve yaşayan bir kimsenin ne vakit ve ne şekilde öleceğini de Allah’tan başka kimse bilmez. Bu sebeple Her konuda olduğu gibi ölüm, ölenler ve kabirler için her doğruyu öğrenmek, doğru kaynaktan öğrenmek ve doğrusunu yapmak gerekir. Hepimizin ölenleri ve önden gidenleri oluyor. Ölen bir Müslümanı yıkayıp kefenlemek ve sonra namazını kılıp kabre defnetmek, Müslümanlar üzerine farz-ı kifâye hükmünde bir vazifedir.
Kişi öldüğü zaman yapılması gereken vacibler
1) Ölüyü yıkamak, Hanbelilere göre: Ölüyü yıkamak, kefenlemek ve defnetmek farz-ı kifayedir. Yani müslümanların bir kısmının bu farzı yerine getirmesiyle diğerlerinin üzerinden kalkmış olur. Hiç kimse bunu yerine getirmezse, o kasaba veya belde halkının hepsi günah işlemiş kabul edilir.
Şafiilere göre: Ölüm olayı meydana gelince, ölenin gömleği dışında elbiseleri çıkarılır ve yıkanmak üzere kıbleye çevrilir. Onun en yakını yıkama işini üstlenir. Böylece ölüyü yıkamak, kefenlemek, namazını kılmak ve defnetmek farz-ı kifayedir. Yıkamanın en az sınırı, necaseti giderdikten sonra bütün bedenini kaplayacak şekilde bir defa yıkamaktır. Gâsilin niyet getirmesi vacip değildir.
2) Kefenlemek, Cenazeyi kefenlemek, müslümanlar üzerine farz-ı kifâyedir. Müslümanlardan bazılarının bu işi yapmalarıyla, diğerleri de yükümlülükten kurtulurlar. Cenaze kadın olsun, erkek olsun, kefenin en az miktarı bedeninin tamamını kaplayacak kadar olanıdır. Kefenin bundan az ölçüde olması, müslümanlann farz-ı kifâyeyi yerine getirmiş olmaları için yeterli olmaz. Kefenin, rehine bırakılmış eşya gibi, içinde başkalarının hakkı bulunmayan, ölüye ait özel maldan sağlanması vâcibtir. Eğer kendisinin şahsına ait malı yoksa sağlığındayken geçimini sağlamakla yükümlü olanların malından sağlanır. Ölen, bir kadınsa, geriye mal bırakmış olsa bile, kefeni mâlî durumu müsait olan kocası tarafından temin edilmelidir. Mâliki ve Hanbeliler dediler ki: Koca hanımına, fakir olsa bile, kefen temin etmek mecburiyetinde değildir.
3) Üzerinde namaz kılmak, Cenaze üzerine namaz kılmak farz-ı kifâyedir. İster bir kişi kılsın, isterse bir cemaat, farz yerine getirilmiş olur. Yalnız imamın kılması bile kifayet eder. Ancak ölünün cemaati ne kadar çok olur ise, ölünün o nisbette mağfirete ve rahmete nail olacağı da hadîslerde belirtilmiştir.
4) Defnetmek. Ardından gereken işlerin yapılması doğrultusunda geçiktirilmeden defnetmek lazım.