Unutarak bir şey yiyen kimse, orucunun bozulduğunu zannederek bilerek yemeğe devam etse ne lazım gelir?
Peygamber Efendimiz, “Bir kimse oruçlu oldugunu unutarak yer, içerse orucunu tamamlasın, bozmasın. Çünkü onu, Allâh yedirmis, içirmistir.” buyurmustur (Buhari, Savm, 26; Müslim, Sıyâm, 17).
Unutarak bir şey yiyen kimse artık orucunun bozulduğunu sanarak yemeğe devam etse üzerine keffaret lazım gelmez. Yani bozduğu orucu ramazan ayından sonra tutar.
Kefaret orucu ne demek veya keffaret orucu nasıl tutulur?
Keffâret, Müslüman bir köleyi âzâd etmektir. Bulamazsa, kazâ günü dışında ard arda altmış gün oruç tutmaktır. Buna gücü yetmezse, gıdâ maddesinden, birer avuç olmak üzere, altmış fakire keffâret vermekten ibarettir.
Ramazan’da bile bile yemek yiyip bir şeyler içmek ve cinsel ilişkide bulunmak orucu bozduğu gibi keffaret gerektirir. Bu keffaretin peşi peşine olması şarttır. Kısaca ifade etmek gerekirse, bir şey yiyip içme ve cinsel ilişkide bulunmayla, bu kapsamda değerlendirilen şeyler orucu bozar. Bunlar bilinçli ve kasten olursa orucu bozdukları gibi keffaret gerektirirler. Ancak unutarak bunları yapan bir kimse, ne yaptığının farkına vardığı an bunları terk ederse orucu bozulmayacağı için kaza ve keffaret orucu tutmasına gerek yoktur.
Oruç nedir?
Oruç, imsak vakti dediğimiz fecr-i sâdık (ikinci fecir) zamanından güneşin batışına kadar geçen süre içinde hiçbir şey yememek, içmemek, cinsî muamelede bulunmamak demektir.
Oruç, kelime olarak, Farsçadan Türkçeye girmiş bir isimdir. Kelimenin aslı “ruze”dir. Türkçede “oruze” şeklinde kullanılırken, zamanla “oruç” hâlini almıştır. Arapçadaki karşılığı savm ve siyâm kelimeleridir.
Oruç tutmaya imsâk de denir. İmsâk, nefsi, meylettiği şeylerden uzak tutmak, onları yapmamak mânasındadır. İmsâkin mukabili iftar kelimesidir ki, oruç açmak, oruç bozmak mânalarına gelir.