Ramazan orucu hicrî ikinci senede Şaban ayında farz kılınmıştır. Bedir savaşından bir ay ve bir kaç gün öncesine rastlar. Kıblenin değişmesinden sonra farz edilmiştir. Bir kimsenin oruçla yükümlü sayılması için müslüman, akıllı ve ergen olması yanında, bu ibadete güç yetirecek bir sağlığa sahip olması ve yolculukta bulunmaması da gereklidir.
Orucun farziyyetinin sebebi Ramazan ayıdır. Ramazan orucunun farz oluşunun sebebi,bu ayran oruç tutmaya elverişli bir kısma yetişmektir. Bu kişinin her gün imsak vaktinden kaba kuşluğa kadar olan vakittir. Mükellef olan birinin Ramazan-ı Şerif günlerine yetişmesi ile üzerine oruç da farz olur. Bu kişinin her gün imsak vaktinden kaba kuşluğa kadar olan vakittir. Ramazan orucunun kazasına sebeb, yine evvelce ramazan ayına yetişmiş olmaktan başka bir şey değildir.
Ramazan orucunun farz kılınışının delili; kitap, sünnet ve icmâ’dır. Orucun Farz Kılındığını Bildiren Ayeti Kerime :
“Ey iman edenler! Sizden öncekilere oruç farz kılındığı gibi, size de farz kılındı. Umulur ki (günahlardan) korunursunuz.” (Bakara Sûresi, 183)
İnsanın hayat da başarılı olabilmesi için irade hakimiyeti ve güçlükler karşısında dayanabilme gücü de önemli bir role sahiptir . Nefsin isteklerinin kontrol altına alınmasında , ruhun arındırılıp yüceltilmesinde oruç etkili bir yoldur .
Ayrıca ramazan orucunun farziyeti Hz. Peygamber’in imanın ve İslâm’ın temellerini açıklayan meşhur hadisinde de sabittir, “İslâm, beş esas üzerine bina edilmiştir: Allah’tan başka ilah olmadığına ve Muhammed (sas)’in O’nun kulu ve elçisi olduğuna şahadet etmek, namaz kılmak, zekât vermek, Kâbe’yi haccetmek, ramazan orucu tutmak.” Başlangıçtan itibaren İslâm ümmeti oruç ibadetinin farz olduğu hususunda ittifak etmiştir.