Büyük şehirlerde bulunan paralar özellikle ahlâkın bozulduğu günümüzde kayıp edenin gıyabında muhtaç bir kimseye verilebilir mi? Zira nida edilse muhtemeldir ki birkaç kimse aynı anda benimdir diye seslenecektir.
Para olsun, başka bir meta olsun herhangi bir kimseye ait olmayan bir yerde bulunup sahibinin kim olduğu bilinmeyen ve kendi kendini muhafaza edemeyen mala “lukta” denir. Lukta olan malı bulan kimse kendine güvenemiyor ise, yani hıyanet edebileceğini zannediyorsa onu alması haramdır. Aksi takdirde kendine güveniyorsa onu alması gerekir mi yoksa gerekmez mi? Bu hususta ihtilâf vardır. Mutemede göre almak mecburi değil, efdaldir (43). Buna binâen para veya bir başka şeyi bulan bir kimse onu almak mecburiyetinde değildir. Aldığı takdirde İslâm’a uygun bir şekilde onu ilân etmeden muhtaç bir kimseye vermesi caiz olmaz. Çünkü başkasmın hakkım birine devretmek doğru değildir. Malım kaybetmiş olan kimseye yardım etmek için İslâm dini onu bulana ilân etmesini emretmektedir. Şehirler her ne kadar büyükseler de ilan işi gazete, hoparlör gibi vasıtalarla yapıldığından, kolaylaşmışür.
Eskisi gibi zor değildir. Çarşı ve sokak gezmek gerekmez. Yukarıda da değindiğimiz gibi gazete ve benzeri vasıtalarla ve radyo ile ilan edebilir. Mal ister bozulsun, isterse bozulmasın sahibi olmayan bir kimse ona sahip çıkamaz. Çünkü malın bütün özellikleri ilan edilmez. İlanda malın cinsi belirtilir. Yani altın mı gümüş mü, alünsa Reşat altını mı yoksa Hamidî altını mı vb. açıklanır. Zarfi da ilan edilir. Ama miktarı ilan edilmez. Şâfiî mezhebinde lukata değerli bir mal ise ilk günlerde sık sık ila edilir. Bir müddet geçtikten sonra haftada bir ve daha sonra ayda bir ilan edilir.
Üzerinden bir sene geçtikten sonra sahibi çıkmazsa onu bulan kimse mülküne geçirildiği gibi muhtaç birisine de verebilir. Hanefî mezhebinde ise değer iki yüz dirhem (600 gram gümüş) veya daha yüksek bir değerde bulunduğunda bir seneye kadar, daha aşağı olduğunda bir aya kadar bekletilir. Şayet on dirhem ve daha aşağı bir değerde olursa ve uygun bir şekilde ilan edildiği halde sahibi çıkmazsa, ayrıca kendisinin de ihtiyacı varsa sahiplenebilir. Muhtaç değilse başkasına tasadduk eder (44).
Dipnot
(44) el-Fetavâ el-Hayriyye, c. 3, s. 389