Hacdan sonra, Medine’ye gidip, Resulullah efendimizin mübarek kabrini ziyaret etmek lazımdır. Kabr-i saâdeti ziyaret, mendup ve müstehap işlerin en üstünü olup Allah’a (cc) yaklaşma ve Resûlullah (asm) sevgisini gönüllere nakşetmenin en etkili yoludur.
İslam bilginleri, hacceden her Müslümanın hacdan önce veya sonra Rasûlullah (sav)’ın kabrini ziyaret etmesini vacib derecesinde önemli saymışlar, bir zaruret bulunmadıkça bunun ihmalini büyük bir duygusuzluk olarak değerlendirmişlerdir.
Peygamberi ziyâret etmek haccın farz veya vâciplerinden biri değildir. Hac menâsiki ile ilgisi yoktur. Hattâ Peygamberi ziyârete gitmeden haccın gereği yerine getirilirse hacc sahih sayılır. Ancak Peygamberi ziyâret etmek Cümhûr-ı ulemâya göre müstakil bir sünnet-i mü’ekkededir (17). Peygamber (sav) ziyaretiyle ilgili şöyle buyuruyor: “Vefatımdan sonra beni ziyâret eden, hayatımda beni ziyaret eden kimse gibidir” (18). Başka bir hadiste de şöyle buyuruyor: “Kabrimi ziyâret eden kimse şefâ’atıma hak kazanmıştır” (19). Her ne kadar bu hadislerin senedinde inkitâ var ise de bu babda benzeri hadisler çok olduğundan birbirini kuvvetlendiriyorlar. Ayrıca -Peygamber (sav) ve sahâbe birinci derecede dahil olmak üzere ölüleri ziyaret etmek sünnettir? Hz. Peygamber (sav); “Ölüleri ziyaret ediniz. Onlar size âhireti hatırlatırlar” buyurur. İbn Ömer (ra), herhangi bir yolculuktan sonra Medine’ye döndüğünde, önce Mescid-i Nebeviye gider, sonra Ravze-i Mutahharaya varıp Peygambere, Ebû Bekir ve Ömer’e selâm verirdi (20).
al-Hâfız İbn Hacer şöyle der: “Peygamberi ziyâret etmek en faziletli ve ümit verici vesilelerden biridir. Başka bir şekilde inanmak İslâm halkasının boyundan çıkmasına sebep olduğu gibi Allah, Resûlüllah ve büyük ulemâya ters düşmektedir.” Yalnız şunu unutmamak lâzımdır ki Peygamber (sav) en şerefli ve en büyük mahlûk olmakla beraber Allah Teâla’dan istenilmesi gereken şeyleri ondan istemek ve onu ulûhiyet derecesine yükseltmek büyük bir hatadır. Küfre götüren bir tavırdır. Ayrıca Peyambe-rin kabri etrafında dolaşmak, tavaf etmek, Ravza-yı Mutahhara duvarına yapışmak, demirlerine el sürmek ve öpmek câiz değildir (21)
(Peygamberin Mescidi)nin fazileti hakkında bir çok hadis varid olmuştur. Ez cümle Peygamber (sav) şöyle buyuruyor: “Mescidü’l-Harâm (Mekke-i Mükerreme’deki mescid) müstesnâ, şu mescidimde kılman bir namaz başka bir mescidde kılman bin namazdan daha hayırlıdır” (22).
Bir başka hadiste de şöyle buyuruyor: “Ara vermeden şu mescidimde kırk namaz kılan kimse için ateşten ve azabdan berâet yazısı yazılır. Ve nifaktan da kurtulmuş olur” (23). Demek ki kırk namaz (ki sekiz günün namazıdır)ın fazileti meselesi Peygamberin ziyâretine değil, Mescid-i Nebevi’nin ehemmiyetine ma’tuftur.
(17) al-Hacc va’l-‘Umra fi’l-Fıkh al-İslâmî s. 240
(18) Dârakutni, Beyhakî, Taberânî
(19) Dârakutni, İbn Huzeyme, Beyhakî, Taberanî
(20) al-Mecmu, c. 8, s. 214
(21) al-Mecmû, c. 8, s. 217
(22) Buharı
(23) Ahmed bin Hanbel, Taberanî, Tirmizî