Hz Muhammed Sallallahu aleyhi ve sellem Peygamberi ziyaret için Medine-i Münevvere’de sekiz gün kalmak icab eder mi?
Ravza, bahçe ve cennet anlamlarına gelir. Ravza-i Mutahhara geniş anlamıyla, âlemlerin Efendisi Hz. Muhammed (s.a.s)’in medfün bulunduğu yer ve Mescid-i Nebi demek ise de, özel manasıyla Mescid-i Nebi’nin içinde Hz. Peygamber (s.a.s)’in kabr-i saadetleriyle minber-i şerif arasında kalan kısım demektir.
Peygamberi ziyâret etmek haccın farz veya vâciplerinden biri değildir. Hac menâsiki ile ilgisi yoktur. Hattâ Peygamberi ziyârete gitmeden haccın gereği yerine getirilirse hacc sahih sayılır. Ancak Peygamberi ziyâret etmek Cümhûr-ı ulemâya göre müstakil bir sünnet-i mü’ekkededir (17).
Peygamber (sav) ziyaretiyle ilgili şöyle buyuruyor: “Vefatımdan sonra beni ziyâret eden, hayatımda beni ziyaret eden kimse gibidir” (18). Başka bir hadiste de şöyle buyuruyor: “Kabrimi ziyâret eden kimse şefâ’atıma hak kazanmıştır” (19).
Her ne kadar bu hadislerin senedinde inkitâ var ise de bu babda benzeri hadisler çok olduğundan birbirini kuvvetlendiriyorlar. Ayrıca -Peygamber (sav) ve sahâbe birinci derecede dahil olmak üzere ölüleri ziyaret etmek sünnettir? Peygamber (sav); “Ölüleri ziyaret ediniz. Onlar size âhireti hatırlatırlar” buyurur. İbn Ömer (ra), herhangi bir yolculuktan sonra Medine’ye döndüğünde, önce Mescid-i Nebeviye gider, sonra Ravze-i Mutahharaya varıp Peygambere, Ebû Bekir ve Ömer’e selâm verirdi (20).
al-Hâfız İbn Hacer şöyle der: “Peygamberi ziyâret etmek en faziletli ve ümit verici vesilelerden biridir. Başka bir şekilde inanmak İslâm halkasının boyundan çıkmasına sebep olduğu gibi Allah, Resûlüllah ve büyük ulemâya ters düşmektedir.” Yalnız şunu unutmamak lâzımdır ki Peygamber (sav) en şerefli ve en büyük mahlûk olmakla beraber Allah Teâla’dan istenilmesi gereken şeyleri ondan istemek ve onu ulûhiyet derecesine yükseltmek büyük bir hatadır. Küfre götüren bir tavırdır. Ayrıca Peyambe-rin kabri etrafında dolaşmak, tavaf etmek, Ravza-yı Mutahhara duvarına yapışmak, demirlerine el sürmek ve öpmek câiz değildir (21)
Peygamber (s.a.s)’in kabrini ziyaret etmenin ve bu Mescid’de namaz kılmanın sevabı kendiliğinden ortaya çıkar. Bundan dolayı müslümanlar, gerek hac ve gerekse umre için yaptıkları seyahatlarda bu mübarek yerin ziyaretine çok önem verir. Bu mescid ve kabri ziyaret, İslam âlimlerince mendûb bir amel olarak kabul edilmiştir. Öte yandan Hanefi bilginleri, mâlî durumları elverişli olan kimseler için bu ziyareti vâcib derecesinde saymışlar; bir zaruret olmaksızın terkedilmesini büyük bir gaflet ve katı yüreklilik olarak kabul etmişlerdir.
(17) al-Hacc va’l-‘Umra fi’l-Fıkh al-İslâmî s. 240
(18) Dârakutni, Beyhakî, Taberânî
(19) Dârakutni, İbn Huzeyme, Beyhakî, Taberanî
(20) al-Mecmu, c. 8, s. 214
(21) al-Mecmû, c. 8, s. 217