11 ayın sultanı ve islam alemin en önemli aylardan biri olan ramazanda kimler oruç tutamaz ? Bülûğa ermiş, aklı başında kadın ve erkek her müslümana, Ramazanda oruç tutmak bir kulluk borcudur ve farz-ı ayndır.Aynı zamanda, İslâm şeâirlerinin de büyüklerindendir. Medine’de hicretten 1.5 yıl sonra, Şaban ayının 10. günü farz kılınmıştır. Peki kimler oruç tutmayabilir ( orucu kimler tutamaz ) Öncelikle Ramazan’da oruç tutamayacak durumda olan özürlüler zorlanmazlar, oruç tutacak imkana ve sıhhate kavuşuncaya kadar oruç tutmaz beklerler.
Kimler oruç tutamaz belirtileri ve kaynağı olarak Kuran-ı Kerim’de kimlerin oruç tutmayacağı ve tutmadığı oruçlar karşısında neler yapmaları gerektiği konusu Bakara Suresi 184. Ayette açıklanmıştır.
Meali: “Sayılı günlerde olmak üzere (oruç size farz kılındı). Sizden her kim hasta yahut yolcu olursa (tutamadığı günler kadar) diğer günlerde kaza eder. (İhtiyarlık veya şifa umudu kalmamış hastalık gibi devamlı mazereti olup da) oruç tutmaya güçleri yetmeyenlere bir fakiri doyuracak fidye gerekir. Bununla beraber kim gönüllü olarak hayır yaparsa, bu kendisi için daha iyidir. Eğer bilirseniz (güçlüğüne rağmen) oruç tutmanız sizin için daha hayırlıdır.” Bakara 184.
Ramazân-ı şerîf orucunu aşağıdakiler’ tutmayabilir :
1 – Hastalık:
Oruç tuttuğu takdirde hastalığının şiddetlenmesinden veya çok sürmesinden korkan kimsenin sonradan kazâ etmek üzere oruç tutmaması veya başladığı orucu bozması câizdir.
2 – Yolculuk:
Ramazanda yolculuğa çıkanların oruç tutmayıp sonraya bırakmaları câizdir. Ancak yolda meşakkate, bedenî bir halsizlik ve rahatsızlığa mâruz kalmak söz konusu değilse, oruç tutmak, tutmamaktan efdal ve hayırlı görülmüştür.
3 – İkrâh (Tehdit ve Zorlama):
Orucunu bozmadığı takdirde dövülmek veya yaralanmak veyahut öldürülmekle tehdit edilen bir kimse de oruç tutmayabilir.
4 – Gebelik ve Emziklilik:
Oruç tuttuğu takdirde kendisine yahut çocuğuna bir zarar geleceğinden korkan hâmile veya emzikli kadın, oruç tutmayıp sonradan kazâ eder. Emzirdiği çocuğun başkasının çocuğu olması hükmü değiştirmez.
5 – Şiddetli Açlık ve Susuzluk:
Açlık ve susuzluktan dolayı helâk olacağından veya aklî muvazenesinin bozulacağından korkan kimse orucunu bozabilir.
6 – Düşkünlük Derecesinde İhtiyarlık:
Böyle kimselerin de oruç tutmaması câizdir. Böyleler oruç tutmayacakları gibi, kazâ da edemeyeceklerinden fidye verirler.
7 – Hayız – nifas hâli:
Bu hallerde oruç tutulması haramdır.
Nâfile oruç tutanlar için, ziyafete dâvet edilmek bir özürdür. Böyle bir kimse, hane sahibinin ısrarı üzerine orucunu bozabilir.
Oruçlu Olmadığı Halde, Oruçlu Gibi Davranması Gereken Kimseler:
* İmsâk vaktinden sonra yolculuğu biten bir yolcunun da günün geri kalan kısmında oruçlu gibi davranması, yani, yemeden içmeden ve ailevî münasebetten kaçınması gerekir.
* Gündüz iyileşen hasta için de hüküm aynıdır. O da oruçlu gibi davranmalıdır. Böyle hareket etmek, bir görüşe göre vâcib, diğer bir görüşe göre de müstehabtır.
* Yolcu, hasta, hayızlı ve lohusa olanlar, kendilerini oruçlu gibi göstermek zorunda değildirler. Yeyip içebilirler. Ancak kendilerinin mâzeretini bilmeyen halkın su’-i zannına sebeb olmak ihtimaline karşı, bunu alenen yapmaktan kaçınmak, gizlice yeyip içmek âdâba daha uygundur.
Demek ki, mazereti olanların oruç tutamayışlarında bir vebal söz konusu olmamaktadır. Ancak özürlü olmadıkları halde kulluk görevlerini yerine getirmeyenlerin sorumluluklarının da ağır olacağına işaret olunmakta, mazeretsiz alenen oruç yiyene, ‘aleni günahkar’ adı verilmekte, aflarının da kolay olmayacağına dikkat çekilerek, baştan iyi düşünmeleri ikazına muhatap olmaktalar..
Oruç, niyet edip tutmaya başlamakla mükellef üzerine borç olmuştur. Bu sebeble, meşrû’ bir mâzeret olmadıkça başlanmış orucu bozmak günahtır. Ayrıca bozulan orucun sonradan gününe gün kazâ edilmesi de lâzımdır. Farz olan Ramazan orucunu kasden bozmakta ise kazâ ile birlikte fazladan bir de keffaret denilen iki kamerî ay (yaklaşık 60 gün) aralıksız oruç tutmak cezası vardır.
Kazâ: Hiç tutulmayan veya tutulmaya başlanıp da bozulan bir orucu sonradan günü gününe tutmaktır.
Keffâret ise: Kasden bozduğu bir günlük Ramazan orucu yerine, ceza olarak iki ay birbiri ardınca oruç tutmaktır. Bu cezayı, yaşlılık, zayıflık ve hastalıktan dolayı yerine getiremeyen kimse, 60 fakiri sabah ve akşam olarak iki öğün doyurur. Doyurmak; yedirmek suretiyle olacağı gibi, yemek parasını fakirin eline vermekle de olur. 60 fakir yerine bir fakiri, 60 gün doyurmak da câizdir.
Oruç tutmaya bedenî gücü yetmediği gibi fakiri doyurmaya da mâli gücü kâfi gelmeyen bir kimseden ise, keffaret cezası kalkar. Artık onun yapacağı şey, Allah’tan af ve mağfiret dilemektir.