Riddet, İslâm hukukunda önemli bir yer işgal eder. Riddet, bâliğ, akil ve muhtâr bir kimsenin: söz, fiil veya ’azm ile İslâm’ın tümünü veya kesin olarak sabit olan bir hükmünü reddetmesidir. Riddet: Lugatta; “birşeyden başka birşeye dönüş,” demektir. Bir kimse Allah’ı inkâr eder veya bir Peygamberi yalanlar veya herhangi bir mahlûka secde eder ya da İslâm’ın hak oluşu hususunda tereddüt ederse dinden dönmüş olur. Böyle bir halde bulunan kimseye başvurulup yeniden İslâm’a dönmesi için teklif edilir. Dönerse yapılacak bir şey yoktur. Riddet hususunda ısrâr ederse idâm cezasına çarptırılır.
Hemen hemen bütün müctehid imamlar bunu ayrı bir başlık altında ele alıp incelemiş ve açıklamışlardır. Mürtede had uygulanmadan önce, tevbe edip İslâm’a dönmesi telkin edilir. Fakat bunun ne şekilde uygulanacağı hakkında ihtilaf vardır.
Dinden dönen kimsenin öldürülmesi için akıl ve baliğ olması şarttır. Aksi halde sadece te’dib cezası uygulanabilir. Bu da baliğ olmayan çocuklar hakkında söz konusudur.
Riddet, niyyetle yâni kalbinden dinden çıkmaya karar vermekle yâhut küfr olan söz veya fiil ile İslâm’dan ilgiyi, alâkayı kesmek ile olur. (İmâm-ı Şa’rânî)
Peygamber (sav) şöyle buyuruyor: “Dinini değiştiren kimseyi öldürünüz’. İslâma dönmesi için kendisine üç gün mühlet verilir ve bu süre zarfında hapiste tutulur. Buhari
Hz. Ömer (r.a), irtidad edenin üç gün hapsedilip tevbe etmeye çağrılması ve bu zaman zarfında yiyecek olarak suçluya ekmek verilmesi gerektiğini bildirmiştir. Her ne olursa olsun cezayı vermek devlet idaresinin görevidir. Onlardan başksaı bu cezayı veremez. Zira islâm’a mensup olup sonra bu dinden döneri kimse önce münafık olduğunu ilân ediyor, sonra da hem itikadı zayıf kimselere, hem de islâm’a ısınan gayr-i müsiimlere kötü örnek oluyor. O bakımdan hakkında ağır bir müeyyide söz konusu olmuştur.
a) Hanefîlere göre, dinden dönen kimseye Önce İslâmiyet arzedi-. Ur. İsterse bu dönüş birkaç defa tekrar etmiş olsun, İslâm’a dönmesi is-tihbaben kendisine telkin ve tavsiye edilir.
İkinci defa dinden döndükten sonra tevbe ederse, imam (sultan veya hakim) onun hakkında dayak cezası uygular. Sonra da salıverir. Üçüncü defa dinden dönerse dayaktan sonra hapsedilir. Bu durumda halisane bir niyet ve tavırla İslâm’a dönerse artık serbest bırakılır. Bir daha dinden dönerse aynı şey uygulanır. Ama İslama dönmemekte inad ederse artık öldürülür.
Şâfiîlere göre, riddet (dinden dönme) niyet ile İslâm’dan kopup ayrılmakla ve bir de küfre delâlet eden bir söz veya fiille gerçekleşir. İsterse küfre açık biçimde delâlet eden sözü istihza veya inat veya itikat yoluyla söylemiş olsun farketmez. Meselâ kâinatı yaratıp düzen ve dengede tutan o yüce kudret sahibi Allah’ı veya peygamberleri inkâr eden veyahut Peygamberi yalanlayan veya haramı helâl sayan kimse dinden çıkıp murted olur.
Ancak bu belirtilen durumlarda kişinin murted olabilmesi için aklî melekesi yerinde ergen bir mükellef olması şarttır. O bakımdan çocuğun, delinin ve tehdit edilip zorlananın riddeti sahîh değildir.
Sarhoşun riddeti sahihtir. Kendine gelip sarhoşluk hali gelince İslâm’a dönmesi teklif edilir. .
Riddet konusunda şahitlerin şehâdeti yeterli sayılır. Riddet eden adamın bu durumunda red ve inkâr etmesine itibar edilmez. Şahitlikle hükmedilir.
Dinden dönen erkek ve kadının tevbe edip İslâm’a dönmeleri teklif edilir. Bu bazı fakihlere göre vâcib, bazısına göre ise müstehabdır. Diğer bir kavle göre murted ve murtedde üç gün bekletilir, bu süre içinde tevbe edip dönüş yaparsa serbest bırakılır; küfürde ısrar ve inad ederse katledilir.