Riddet, İslâm hukukunda önemli bir yer işgal eder. Riddet, bâliğ, akil ve muhtâr bir kimsenin: söz, fiil veya ’azm ile İslâm’ın tümünü veya kesin olarak sabit olan bir hükmünü reddetmesidir. Riddet: Lugatta; “birşeyden başka birşeye dönüş,” demektir. Bir kimse Allah’ı inkâr eder veya bir Peygamberi yalanlar veya herhangi bir mahlûka secde eder ya da İslâm’ın hak oluşu hususunda tereddüt ederse dinden dönmüş olur. Böyle bir halde bulunan kimseye başvurulup yeniden İslâm’a dönmesi için teklif edilir. Dönerse yapılacak bir şey yoktur. Riddet hususunda ısrâr ederse idâm cezasına çarptırılır.
İman, Cenabı Allah’ın, vahiy meleğinin aracılığı ile Hazret-i Muhammed (sa.)’e gönderdiği semavî hükümlere kalben kesin olarak inanıp tasdik etmektir. Bir kimse Kur’ân-ı Kerîm ve mütevâtir sünnet ile sabit olan bir hükmü inkâr ederse mü’min değildir. Mü’minlere terettüp eden dini ahkâm da kendisine terettüp etmez. Meselâ oruç, namaz ve benzeri farzları inkâr eden veya içki ve faiz gibi yasakları kısmen de olsa mubah gören kimse, İslâm’ın hududu dışında kalıp müslümanlarla olan manevî bağı koparmış olur.
Riddet üzerine terettüp eden şeyler şunlardır:
1— Evlilik bağının kopması. Yâni mürted olan kimsenin riddet sebebiyle nikâhı ortadan kalkar. Artık zevcesinin yabancı bir kadından farkı kalmaz. Arzu ederse kocasını tamamiyle terk eder, isterse de kocası tevbe edip İslama dönerse yeni bir nikâh ile kendisiyle evlenebilir. Şâfi’î mezhebine göre mürted’e tanınan müddet zarfında İslama dönerse nikâhı sâbit olup bozulmaz.
2— Kestiği hayvanın eti yenmez.
3— Avladığı hayvan yenmez.
4— Şâhidliği muteber değildir.
5— Vâris olamaz.
6— Alış-veriş, hibe ve icâre gibi muâmeleleri geçerlidir. Şâfi’î mezhebine göre ise bütün tasarrufları batıl olur. Ancak gecikmeyi kabul eden vasiyyet gibi şeylerde tasarrufu bekletilir. Şâyet tevbe edip İslâma dönerse infaz edilir. Yoksa red edilir.
7— İslâma dönmediği takdirde idâm edilir.
8— Şâfi’î mezhebine göre idâmdan sonra serveti beytülmale devr edilir.