Kâbe’nin Bağdâd’a karşı olan köşesidir. Tavaf esnasında Rükn-i Hacer ile Rükn-i Yemânî’ yi selamlamak sünnettir. Rukn-ı Irakı ile Rukn-ı Şâmî’yi selâmlamak veya öpmek gerekmez. Çünkü bu iki rükün Hz. İbra-, him’in attığı temeller üzerinde değildir. Hz. Ömer, İbn Abbas, Hanefi ulemâsı, İmam Mâlik, İmam Şafiî ve îmam Ahmed bu görüştedirler.
Hz. İbrahim ve oğlu İsmail tarafından Kâ’be bina olunmuş, daha sonra bir köşesine, doğuya isabet ettiği için “Rükn-i Şarkî” veya Hacer’ul-Esved o köşede bulunduğu için “Rükn-i Hacerül-Esved”, bir köşesine, Irak tarafına isabet ettiği için “Rükn-i Irâkî”, bir köşesine, Şam cihetine isabet ettiği için “Rükn-i Şâmî”, bir köşesine de, Yemen tarafına isabet ettiğinden dolayı, “Rükn-i Yemânî” denilmiştir. Rükn-i Hacer ile Rükn-i Irâkî arası biraz kuzeye meyilli olup, İbrahim Makamı, Zemzem Kuyusu, Benu Şeybe Kapısı, Kâ’be’nin bu tarafındadır. Kuzey cihetini oluşturan Rükn-i Irâkî ile Rükn-i Şâmî arası biraz batıya meyilli olup, Hicr, Altın oluk ve Hanefi Makâmı bu taraftadır.
Batı tarafı yani Rükn-i Şamî ile Rükn-ı Yemânî arası, bir parça güneye meyillidir. Umre Kapısı, Veda Kapısı ve İbrahim Kapısı bu tarafta bulunmaktadır. Güneş ciheti yani Rükni Yemânî ile Rükn-i Hacer arası birazcık doğuya meyillidir: Safa kapısı ile güneydeki diğer kapılar bu taraftadır.
Okunuşu : Allâhümme inni eûzü bike mine’ş-şirki ve’ş-şekki ve’ş-şikakı ve sûi’l-ahlâki ve sûi’l-münkalebi ve’l-manzari fi’l-ehli ve’l-mâli ve’l-veled.
Anlamı: «Ey benim Allah’ım! Şirkten, şüpheden, anlaşmazlıktan (fitne fesaddan), kötü ahlâktan ve kötü sondan, aile, mal ve evlatta kötü şeyler görmekten şana sığınırım.»