Namaz kılan bir kişi rükuya giderken okunan dua zikrinin arapça yazılışı ve okunuşunu sizler için derledik. Namazın içindeki farzlarından biri. Namaz boyunca rükû ve secdede yapılan tesbihlerin en azıdır. Namazda kıyamdan (ayakta durduktan sonra) elleri dizlere koyup eğilmedir. Peki Rukuda ne okuyoruz? veya Rükuda okunan dua nedir? Öncelike namaz baştan sonuna kadar duâ, zikir ve tesbihten ibarettir. O bakımdan rükû’ ve secdelerde de sadece şekle bağlı kalınmayıp zikir ve tesbih yapılır.
Beş vakit farz namazlarımız da ve diğer bütün namazlarımızda rukuda tekrar ettiğimiz ” Sübhane rabbiye’l-azîm” ve tesbihatını bilmek çok önemlidir.
Namazlarda esas olan, Peygamberimizin yaptıklarını yapmaktır. Onun Namazla ilgili hadisleri toparlayan âlimler, bu tesbihatın en az üç defa yapılmasının sünnettir. Rükuda ve secdede tesbihi bir kere diyecek kadar durmak vacibdir. Üç kere diyecek kadar durmak sünnettir. Üç kere diyecek kadar durmak vacib diyen âlimler de olmuştur. Rüku ve secdedeki tesbihleri birer defa okumak da caizdir. Böylelikle farz yerine gelmiş olur.
Okunuşu : “Sübhâne rabbiyel azîm”
Anlamı : Büyük Rabbim (her çeşit kusurdan) münezzehdir.”
Sizlerden biriniz, namaz kılarken, rükû’dan sonra tamam kalkıp, dik durmadıkça ve ayakta her âzâ yerine yerleşip durmadıkça namazı tamam olmaz. (Hadîs-i şerîf-El-Mukaddimet-ül-Gazneviyye)
Allahü teâlâdan başkası için rükû’ ve secde yapmak haramdır. (Muhammed Hâdimî)
Rükû’da erkekler parmaklarını açıp, dizlerinin üstüne koyar. Sırt ve baş düz tutulur. Rükû’da en az üç kere “Sübhâne rabbiyel azîm” der. Kollar ve bacaklar dik tutulur. Kadınlar parmaklarını açmaz, sırtını ve başını, bacaklarını, kollarını dik tutmaz . (Halebî)
Konuyla ilgili bir hadis şöyledir:
Abdullah İbn Mes’ûd radıyallahu anh’den rivayete göre, Resulullah şöyle buyurmuştur:
“Sizden biriniz rükû’a varınca rükû’ halinde iken üç sefer; “Sübhâne Rabbiye’l-Azîm” derse yaptığı rükû’ tamam olur, bu en azıdır. Secdeye varınca secdelerinde de üç kez “Sübhâne Rabbiye’l- A’lâ” derse secdeleri tamam olmuş olur, bu da en az söylenmesi gereken miktarıdır.” (Tirmizî, Salât, 194)