HAN; KONYA’nın 24 kilometre doğu kuzeyinde Orta Anadolunun şah damarını teşkil eden tarihî ana yol üzerindedir.
Han; bu gün KONYA merkez kazasına bağlı TÖMEK nahiyesinin merkezi olan Tömek küyünün sınırları içinde ve köyün 15 dakika kadar güney batısındadır.
Han; KARAMAN ilinin ova denizinde Selçukîlerin ve Karamanoğuîla-nnm başşehri ve medeniyetJmerkezi olan KONYA’ya doğru yol alan muhteşem ve muazzam bir diretnavıta benzer. Fener kulesini geminin kısa ve kalın bacasına benzetiyoruz. KONYA ve çevresi halk dilinde (ZAZADININ YAPISI, SULTAN HANININ KAPISI) şeklinde yaşayan ve vecizeleşen bir söz bize bu mimarî tarih yadigârının yapısındaki müstesnalığı gös-termiye kâfidir. Halk; ötedenberi kervansarayın gözleri ve gönülleri büyüleyen muazzam ve heybetli yapısı karşısında duydukları heyecan ve hayranlığı bu şekilde ifade ediyorlardı.
Etrafında taştan, taş ocağından ve eski mimari eser harabelerinden hiç bir iz bulunmayan hanın, yalnız taşla, hem de muazzam ve muntazam kesme taşlarla yapılması insanların ne kadar hayretlerini uyandırsa yeridir.
Han; 104 metrelik yüzünü KONYA ovasının sonsuzluğuna çevirmiştir. Sa’d-ed-din Köpek (Zazadın) Hanının Kapısı Bu boşlukta kışın kar fırtına ları3 yazın seraplar donduran ve yakan hükümlerini sürerler.
Donan ve kavrulan kervanlar, yolcular ve askerler —mevsimine göre— bu hanın kucağında sıcak bir hava veyahut dinlendiren bir vaha serinliği bulurlar.
Hanın bir sıra beyaz mermer ve bir sıra sert ve siyahımsı bir çeşit taşla yapılan ve cenuba açılan 8,20 metre genişliğindeki kapısı bir tak halindedir. Antresinin üstünü birisi beyaz birisi siyah 17 taşın örülmesiyle doğan kemerli bir kısım örter. Kemerin üstünü kavis halindeki hendesî kabartmalar süsler. Ayrıca iki sıra ve zincirleme devam eden kabartmalı ve oymalı iki süsü de antreye müstesna bir durum vermektedir. Antrenin sağ ve sollarına — Bu çeşitlerinde çok kerre bulunan — mihrapcıklar yapılmamıştır. Asıl kapının söveleri som mermerdendir.
Ak mermer ve siyah taşların mütenaviben geçirilmesi ile yapılan kemer cidden çok muvaffak bir eserdir.
Kapının üstünde beyaz ve siyah taşların kavs şeklinde çerçevelediği celi sülüs ile yazılmış bir kitabe vardır. Kitabe taşı esasen dört parça iken son zamanlarda sekize ayrılmıştır. Kitabenin kaç satır olduğunu kat’î olarak söylemek mümkün değildir. Biz bunun beş satır olduğunu tahmin ediyoruz. Şimdi dört satırlık kısmı kalmışsa da birinci satırın da üst kısmı kopmuştur.