Cuma namazı müstakil bir farz-ı ayn olup namazların en faziletlisidir. Ayrıca Cuma namazının farzı, öğle namazının farzı yerine geçiyor; bu konuda bir tereddüt ve tartışma yoktur. Şafii Mezhebi’ne göre, cumanın sahih olmasının şartlarından biri de, mükellef, hür, erkek, mukim (sürekli cumanın kılındığı yerde oturan) imam dahil kırk kişiden meydana gelen, hutbenin başından namazın bitimine kadar orada bulunan bir cemaatin olmasıdır.
Hanefî mezhebine göre cuma namazı için cemaatin en az miktarı, imam haricinde üç kişinin bulunmasıdır. İmam Ebû Yusuf’a göre imamdan başka en az iki kişi olması da yeterlidir.
Şâfiî ve Hanbelî mezheplerinin meşhur görüşüne göre cuma için en az kırk kişi bulunmalıdır.
Mâlikîler imamdan başka en az on iki kişiden oluşan cemaatle cuma namazı kılınabileceği görüşüyle birlikte mezhebe hâkim olan kanaat cemaatin sayı ile değil asgari bir köy nüfusuna göre belirlenmesidir.
Şâfiî mezhebine göre Cuma namazının sahih olabilmesi için cemaatin kırk kişiden aşağı olmaması gerekir. Kırk kişi olmadığı halde başka bir mezhebi takliden Cuma namazını kılmak caiz midir?
Cuma namazının şartlan tamam olmadığı halde başka bir mezhebi taklit ederek onu kılmak caizdir. Mesele, ictihadi ve ihtilaflı bir mesele olduğundan ihtilâftan kurtulmak için kılmak daha iyidir (122). Kezalik bir köy Hanefî mezhebine göre amel ediyorsamezkûr mezhebe göre her ne kadar cuma namazı köyde kılmamı-yorsa da (Çünkü bir yerde Cuma namazı kılınabilmesi için şehir olması lâzımdır.) yine Şâflî mezhebini takliden kılmaları daha iyidir. Çünkü Cuma namazı haftada bir defa müslümanlan bir araya getirip kaynaştıran önemli bir unsurdur.
(122) Kurratu’l-Ayn, 68