Uzun gömlek veya şalvar gibi bir şey sünnet ve İslâmî bir kıyafet sayılır mı?
Molla Hüsrev’ler, Molla Gürânî’ler, Ebu’s Suud’lar, İbn-i Kemal’ler gibi âlimler ve şeyhülislamlar yetiştiren Osmanlı, dört mevsimin yaşandığı topraklarımızda, hem giyilmesi rahat olduğundan, hem de Rasûlullah’ın Sallallâhu Aleyhi ve Sellem kıyafeti olduğundan Cübbe, Kaftan, Şalvar ve Sarığı benimsemişler ve giymişlerdir.
Bununla birlikte Buhari’de geçen bir rivayette Peygamberimiz (asm)’in: “Giyecek izar bulamayan kimse şalvar (seravil) giysin.” buyurdukları kaydedilir. (bk. El-Camiu’s Sahih VII, 38; Prof. Dr. Ali Yardım, Peygamberimiz’in Şemaili, Damla Yayınevi, İstanbul-1998, s.120-121)
Ne uzun gömlek ne de şalvar İslâmî bir kıyafet sayılmaz. Yâni İslâm bunların giyilmesini veya giyilmemesini emretmemiştir. Kıyafet meselesi âdete bağlı bir şeydir. Bir memlekette uzun gömlek veya şalvar giymek âdet ise giyilir, âdet değil ve dikkati çekiyorsa dışarda onu giyip gezmek doğru değildir. Hatta Şâfı’î mezhebine göre bir memlekette bir kıyafet âdet ise o memleketin ahalisinden onu giyen kimse mürüvveti ihlâl ettiğinden şehâdetinin reddine vesile olur. Hülâsa her memlekette mer’î olan kıyafete ri’âyet etmek ve halkın nazar-ı dikkatini çeken tuhaf kıyâfetlerden uzak kalmak lâzımdır. Avreti örtmeyecek kadar kısa veya vücudun hattını gösterecek kadar dar olmaması da şarttır.
Peygamberimiz Sallallâhu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu: Allah celle celêlühû ümmetimden şalvar giyenlere rahmet etsin, Allah celle celêlühû ümmetimden şalvar giyenlere rahmet etsin, Allah celle celêlühû ümmetimden şalvar giyenlere rahmet etsin. Ey insanlar şalvarlar edinin. (yani şalvarlarınız olsun) Çünkü şalvar elbiselerinizin en ziyade örtenidir. Dışarı çıktıkları zaman kadınlarınıza da onu alın. (Ali el Mütteki, Kenzül ummâl)