Savaş ve çarpışma halinde olan müslümanlar durum tehlikeli olduğundan namaz kılmakla mükellef değildir, diyorsunuz. Halbuki hem Şâfiî ve hem de Hanefî mezhebine ait kitaplarda korku namazı vardır. Neye dayanarak bu sözü söylüyorsunuz?
Günümüz Mes’elelerinde Fetvalar isimli kitabımızın daha önce basılan ikinci cildinin 43. sahifesinde Hanefî Fıkıh kitapları Mebsut ile Meydani’den aktardığımız üzere savaş ve çarpışma halinde müslümanlar namazı kılamazlar. Serahsi de aynen öyle demektedir.
Hanefî kitaplarından nakletmek suretiyle işaret ettiğimiz gibi bu hüküm Hanefî mezhebine göredir. Şâflî mezhebinde ise böyle değildir. Onlara göre namaz hiçbir sûrette terk edilmez. Savaşırken de, kaçarken de namaz mutlaka kılınacaktır.
Yalnız Hanefî mezhebinde Salâtü’l-havf (korku namazı) babında da belirtildiği üzere, çarpışma olmadığı zaman namaz kılınacaktır.
Hülâsa, Şâfiî mezhebine göre durum ne olursa olsun namazın terkine asla mesağ yoktur. Hanefî mezhebinde ise cephede bulunan kimse çarpışma olmadığı takdirde Salat’ül-Havf (korku namazı) kılacak, aksi takdirde yani çarpışma halindeyse namaz kılmakla mükellef değildir.
Halil Günenç Hocaefendi