Savaşta namaz nasıl kılınır? Gerçek şu ki, namaz çok mukaddes bir ibadettir. Namaz kılmak; ibadetlerin en üstünüdür. Namaz, İslam’ın beş şartından biri olan, günün belli vaktilerinde ve abdest alınarak yerine getirilen ibadettir. Peki bu kadar önemli olan bir ibadet’te müslümanlar şavaşa gitiklerinde harp esnafında nasıl namaz kılarlar? veya Savaş ve çarpışma halinde olan müslümanlar nasıl namaz kılacaklar? Öncelikle eğer imkân varsa savaşta bile namazı terk etmemek gerekir. Çünkü Peygamberimiz (a.s.m.) ve güzide sahabeleri Bedir Savaşı’nın en çetin anında bile cemaatle namaz kılmışlardı. Savaş ve çarpışma halinde olan müslümanlar, durum tehlikeli olduğundan namaz kılmakla mükellef değil, hattâ namaz kılarsa namazları batıl sayılır.
Peygamber (sav) Hendek savaşında harb ile meşgul olduğundan dört vakit namazı kılmadı. Bilâhare kazâ etti. Bu münasebetle şöyle buyurdu: “Salât-ı vustâ’dan bizi alıkoydular. Allah kabir ve içlerini ateşle doldursun.”
Savaş halinde namaz kılmak caiz olsaydı Peygamber (sav) kazâya bırakmazdı (89).
(89) Mebsût, c. 2, s. 38: Meydânı, c. 1, s. 130
Peygamberimiz (a.s.m.) ve güzide sahabeleri Bedir Savaşı’nın en çetin anında bile cemaatle namaz kılmışlardı. Müşrik ordusu Müslümanlardan üç kattan daha fazlaydı. Tam bir ölüm kalım mücadelesi veriliyordu. Ama Allah Resulü ve ashabı canlarını kurtarmaktan ziyade, Allah’ın huzurunda yan yana, omuz omuza namaz kılmayı seçmişlerdi.
Yarısı namaz kılarken diğerleri savaşmış, namaz kılanlar savaşırken diğerleri namazlarını cemaatle eda etmişlerdi. Bu olay Kur’ân’da şöyle anlatılmaktadır:
“Savaşta mü’minler arasında bulunup da onlara namaz kıldırdığın zaman, onlardan bir kısmı seninle birlikte namaza dursunlar ve silâhlarını da yanlarına alsınlar. Onlar secde ettikten sonra geri çekilip düşmana karşı dursunlar ve yerlerine henüz namaza durmamış olan diğer topluluk gelsin. Onlar da tedbirli şekilde ve silâhlarını yanlarına alarak seninle beraber namaz kılsınlar.” (Nisa Sûresi, 102)
Müslümanların bir kısmı namazdayken bir kişiye altı düşman düşüyordu. Buna rağmen Müslümanlar mağlûp olmamışlar, kesin bir zafer kazanmışlardı.
Namaz imkân varsa savaşta bile kılındığına göre, basit bahaneler, kazaya bırakmanın gerekçesi olamaz.
Demek ki, kılınan namaz iki rekattir ve her rekata nöbetleşe bir kısım katılmıştır. Şu halde herbirinin ikinci rekatleri ne olacak? Savaşın başlaması gibi, korkunun şiddetlenmesini gerektirecek yeni bir durum ortaya çıkmadıkça ikinci rekatın da herbiri tarafından yine nöbetleşe tamamlanması gerekecektir. Durumun böyle olduğu Hz. Peygamber (asv)’in sünneti ile de açıklanmıştır. İbnü Ömer ve İbnü Mesud’dan rivayet olunduğu üzere Hz. Peygamber (asv) korku namazını kıldırdığı zaman âyette olduğu gibi ilk grup ile bir rekat ve diğer grup ile de bir rekat kılmış; sonra bu grup düşman karşısına gitmiş, yine önceki grup gelip ikinci rekatı kırâetsız kaza etmiş ve selam vermiş, sonra bunlar gidip yine ikinci grup gelmiş birinci rekatı kırâet ile kaza etmişler ve selam vermişler, bu şekilde her grup iki rekat kılmışlardır.