Çıplak ayağa mesh edilebilir mi? Son yıllarda iranlıların tesiri ile bu tür hareketler çoğaldı hatta yalnız ayağın iki parmağına mesh ediyorlar.
Ehli Sünnet ve’l-Cemaat mezhebine göre ayaklan yıkamak abdestin farzlarından biridir. Onların tümünü veya bir kısmını yıkamadan abdest alıp namaz kılmak caiz değildir. Ashabı Kiram, fukaha ve müfessirlerin cumhuru bu görüştedirler. Biz peygamberin izini takip eden bu hidayet kervanına ayak uydurmak zorundayız. Bunları yanlış olarak telakki edip İslâm âlemi içerisinde azınlık sayılan ve Ehl-i Sünnete yaklaşmak temayülü göstermeyen Caferiye Cemaatına katılıp İslâm’ın en büyük şiarı olan namazın butlanına sebeb olmak cahilliktir. Kur’an-ı Kerîm ayakların yıkanmasını ifade ettiği gibi hadis ile fıkıh kitapları da onu ifade etmektedir. İbni Ömer (ra) şöyle diyor: “Peygamber aleyhisselâm bir savaşta geri kalmıştı. İkindi namazının gelip çattığı bir sırada bize yetişti. Biz de o zaman abdest alıp ayaklarımızı mesh etmekle yetindik. Bunun üzerine Peygamber (sav) en yüksek sesle buyurdu ki: Ayak topuklarının ateşten vah haline! İki veya üç defa söyledi” (Buharî, Müslim).
Cabir (ra) de şöyle diyor: “Peygamber (sav) abdest aldığımızda ayaklan yıkamamızı emretti” (51).
Durum böyle olmakla beraber ayaklan yıkamanın farz olmadığına inanan bir kimseyi tekfir etmeyiz. Çünkü abdest ayetinde “er-cül” (ayaklar) kelimesi mansup olarak okunsa ayaklann yıkanmasının farz olduğunu kesin olarak ifade eder. Ama -bir kıraatte olduğu gibi- mecrur olarak okunsa kesin bir şekilde onu ifade etmez. Çünkü mecrurun cerri, civar için olabileceği gibi hakiki de olabilir. Caferiye hakiki olarak kabul etmektedir. Ehl-i Sünnet ve’l-Cemaat imkân nisbetinde tekfire yanaşmamaya kararlıdır. Yani görünüşü küfrü ifade eden söz veya davranışı tevili mümkün olduğu takdirde küfür saymıyor. Hatta bir söz veya bir hareketin yüz ihtimali olsa doksan dokuzu küfrü yalnız biri küfür olmamayı ifade ediyorsa küfür olmamak tarafı tercih edilmelidir.
(51) El’Mühezzeb, c. 1, s. 18