Basrada dünyaya gelen Mutemir Bin Süleyman Tufeyl lakabıyla bilindiği de zikredilmiştir. Ebü’l-Mu‘temir künyesiyle anılan babası Süleyman b. Tarhân, Basra’nın önde gelen âlimlerinden biri olup rivayetleri Kütüb-i Sitte’de yer almıştır.
Yunus bin Übeyd, Rum diyarında şehid olan bir zatı rüyasında gördü ve kendisine, «Âhirette gördüğün en faziletli amellerden bana haber verir misin?» dedi. O da «îbn Mu’temir’in teşbihlerini gördüm.» diye cevap verdi. O teşbih duası şudur:
TÜRKÇE OKUNUŞU
Sübhânallâhi velhamdü lillâhi ve lâ ilâhe illallâhü vallâhü ekber velâ havle velâ kuvvete illâ billâhi’l-aliyyi’l-azîmi adede mâ haleka ve adede mâ hüve hâlikun veznete mâ haleka veznete mâ hüve hâlikun ve mil’e mâ haleka ve mil’e mâ hüve hâlikun ve mil’e semâvâtihi ve mil’e ardıhi ve misle zâlike ve ad’âfe zâlike ve adede halkıhi veznete arşihi ve müntehâ rahmetihi ve midâde kelimâtihi ve mebleğa rıdâ-hü hattâ yerdâ ve izâ radıye ve adede mâ zekerehü bihi halkuhû fi cemii mâ medâ ve adede mâhüm zâkirühu fîhâ bakiye fi külli sene-tin ve şehrin ve cüm’atin ve yevmin ve leyletin ve sâatin mine’s-sââti ve şemmin ve nefsin mine’I-enfâsi ve ebedin mine’l-âbâdi min ebedin ilâ ebedin ebede’d-dünyâ ve ebede’l-âhireti ve eksere min zâlik lâ yenkatı’u evvelühû velâ yenfedü âhiruhû (İhyâu Ulûmi’d-Din)
TÜRKÇE ANLAMI:
Allah her türlü noksanlıklardan münezzehtir. Hamd Al lah’a mahsustur. Allah en büyüktür. Günahtan dönüş ve ibadete yöneliş ancak yüce ve azim olan Allah’ın yardımı iledir. Bu kelimeleri, Allah’ın yaratmış olduğu ve yaratacağı mahlûkların adedince, yaratmış olduğu ve yaratacaklarının ağırlığınca, yaratmış olduklarının ve yaratacaklarının dolusu kadarmca, göklerin ye yerlerin dolusu kada-rınca ve bunların misli kadar tekrar eder ve söylerim. Bu teşbihleri mahlûkatın adedince, arşın ağırlığınca, rahmetinin enginliği kadar kelimelerin adedince, rızâsına erinceye kadar ve benden râzı oluncaj’a kadar, dünyanın yaratıldığından bu güne kadar, mahlûkların O’nu zikrettiği kadar ve bundan böyle kıyamete kadar her sene ve her ay, her cum’a. her gün, her gece, her saat, her nefeste, ebediyyen, bir ebedden diğer ebede, dünya ebediyyetinden âhiret ebediyyetine ve bütün bunlardan daha fazla, evveli eksilmez ve nihayeti gelmez ve sonu alınmaz, bir şekilde bu kelimeleri söyler ve tekrar ederim.»