Tavafın sünnetleri nelerdir? sorusu sorulduğunda öncelik Tavaf, “bir şeyin etrafında dolaşmak, dönmek” gibi anlamlara gelir. Terim olarak ise tavaf, Hacer’ül Esved’in bulunduğu köşeden veya hizasından başlayıp, Kâbe’nin etrafında yedi defa dönmektir.
Kâbe-i muazzama etrafında dördü farz, üçü vacip olmak üzere yedi defa dönülür.
Tavafa hacer-i evsedin bulunduğu köşeden başlanır. Kâbe sola alınır, kabe kapısına doğru gidilmek suretiyle başlanılan yere gelinir. Kâbe etrafında bir kere dönmeye şavt denir. Yedi şavt, bir tavaf demektir.
Hanbeliler’e göre Tavafın sünnetleri şunlardır:
1. Her turda sağ elle Rükn-ü Yemânî’ye el sürülmelidir.
2. Mümkün olduğu takdirde her turda aynı şekilde hacer-i esvede el sürülüp öpülmelidir. Bunu yapmak zor olduğu takdirde hacer-i esvede, hizasına geldiğinde elle işaret etmelidir.
3. Kudüm tavafında Iztıbâ yapılmalıdır. Iztıbâ, ridânın ortasını sağ koltuğun altına alıp iki ucunu sol omuzun üstüne atmaktır.
4. Remel. Adımları dar atmakla birlikte süratli olarak yürümektir. Bunu bir şeye binmiş olmayanın, özürlü olmayanın, Mekke’de veya Mekke’ye yakın bir yerde ihrama girmiş olmayanın, kadın olmayanın Kudüm tavafının ilk üç turunda yapması sünnettir. Bu sayılanların yapmaları sünnet değildir. Kudüm tavafı dışındaki Ziyaret tavafında ve diğer tavaflarda Iztıbâ yapmak sünnet değildir.
5. Tavaf esnasında duâ etmelidir.
6. Tavaf esnasında zikr etmelidir.
7. Tavaf yaparken Kabe’ye yakın olmalıdır.
8. Tavaftan sonra iki rek’at namaz kılmalıdır. Bu mezhebe göre tavafın vâcibleri yoktur.
Şafiiler’e göre Tavafın sekiz sünneti vardır:
1. Tavafa ilk başlarken Kabe karşıya alınarak hacer-i esved yanında Rüknü Yemanî tarafında durulur. Hacer-i esvedin tamamı sağ yanında kalır. Sağ omuzu da hacer-i esvedin ucuna gelecek şekilde olur. Bundan sonra tavafa niyet eder. Kapı yönünde hacer-i esvede karşı yürür. Hacer-i esvedi geçince Kabe’yi sol tarafına alacak şekilde yön değiştirir. Bu uygulama, birinci tura özgüdür.
2. Muktedir olan kişi, kadın da olsa, tavafı yürüyerek yapmalıdır. Özürsüz olarak bir bineğe binmiş olarak tavaf etmek evlâ olan davranışa ters düşer. Eğer mazeret olursa ve hayvandan başka bir bineğe binilmişse, bu şekilde tavafın sakıncası olmaz. Çünkü Mescid-i Harâm’ı, hayvanlardan korumak gerekir. Eziyetli olmadığı takdirde tavafı yalın ayak yapmak daha faziletlidir. Sevâb çok olsun diye adımları kısaltmak mendubtur. İlk tavafta hacer-i esvede el sürmek ve hafifçe öpmek mendubtur. Kadının böyle yapması sünnet olmaz. Meğerki gece veya gündüz, tavaf yeri tenha olsun… Erkeğin, alnını hacer-i esved üzerine koyması müstehabtır. El sürme ve öpme üç kez tekrarlanmalıdır. El süremeyen kişi, değnek ve benzeri bir şeyi hacer-i esvede dokundurur ve değneğin dokunan kısmını öper. Bunu da yapamazsa eliyle veya elindeki bir şeyle hacer-i esvede işaret eder. Bunu sağ eliyle yapması daha faziletli olur. Bunu her turda yapmak sünnettir.
3. Hacer-i esvede, her turun başlangıcında el sürerken, elleri namaza başlarken olduğu gibi kaldırmalı ve:
“Bismillahi vallahü ekber” denildikten sonra şu duâ okunmalıdır:
“Allah’ım! Sana imân ederek… Senin kitabını tasdik ederek… Ahdine vefa göstererek… Peygamberin ve Efendimiz Muhammed (s.a.v.) in sünnetine ittibâ ederek…”
Bunu ilk turda okumak, diğerlerine nisbetle daha müekkedtir.
4. Tavaf eden erkek, tavafın ilk üç turunda koşmaksızın ve atlamaksızın seri bir şekilde diğer turlarda ise sükûnetle yürümelidir. Kadınsa erkeğin tersine kendi normal yürüyüşüyle yürümelidir.
5. Çocuk bile olsa, erkek ızttbâ yapmalıdır. “Iztıbâ”, ridânın ortasını sağ omuzun altına alıp iki ucunu da sol omuz üzerine atmaktır.
6. İzdiham ve eziyet olmaması durumunda tavaf yapmakta olan erkek ve çocuklar Kabe’ye yakın olmalıdır. Kadınsa bunun tersine Kabe’ye yaklaşmamalıdır. Böylece o, korunmuş olur.
7. Tavaf turları arasına fasıla konulmamalıdır. Sözgelimi tavaf esnasında kasden de olsa kendisinde hades hâli vukûbulan bir kişi, temizlenirse tavafının geri kalan kısmını tamamlayabilir. Ama tavafa yeni baştan başlaması daha faziletli olur. Aynı şekilde kendisi tavaf yapmaktayken namaz kılındığını görüp de cemaatle birlikte namazını kılar sonra da tavafa giderse, eksik kalan turları tamamlayabilir. Ama tavafa yeni baştan başlaması daha faziletli olur.
8. Tavaftan sonra iki rek’at namaz kılmalıdır. Farz bir namazı veya tavaf namazından başka bir nafileyi kılmak da tavaf namazı yerine geçerli olur. Bu namazları tavaftan hemen sonra kılmak, namazdan sonra hacer-i esvede el sürmek; bundan sonra da eğer isteniliyorsa sa’y etmek mendub olur. Tavaf namazının, Makam-ı İbrahim’in ardında kılınması, burada olmadığı takdirde hatimde, burada da olmadığı takdirde Kabe’ye yakın bir yerde kılınması çok faziletlidir. Tavaftan sonra uzun fasıla geçse bile bu iki rek’atlik namaz, kılınması istenen bir sünnettir. Tavafı sebepsiz olarak yarıda bırakmak, tavaf esnasında özürsüz olarak -elbise (ve mendil) gibi bir şeye olsa bile- tükürmek, elleri arkaya koymak, esneme hâli dışında eli ağzın üstüne koymak, parmakları çıtlatmak, idrar veya dışkının sıkıştırması hâlinde tavaf etmek mekruhtur.
Tavafın bazı vâcibleri vardır: Tavaf esnasında kişinin kendini tavafa ters düşen şeylerden, karşılaştığı kimseleri küçümsemekten koruması; edebe riâyet etmesi, ellerini ve gözlerini her türlü günahtan muhafaza etmesi bu vâciblerdendir.
Malikile’e Göre: Tavafın iki vacibi ve birkaç sünneti vardır: Vâciblerinin birincisi, önce de anlatıldığı gibi tavaftan sonra iki rek’at namaz kılmaktır. İkincisi ise; muktedir olan kişinin tavafı yürüyerek yapmasıdır.
Tavafın sünnetlerine gelince; bunları şöylece sıralayabiliriz:
1. Birinci şavtta (turda) hacer-i esved öpülmelidir. Öperken de tekbir getirilmelidir. Öpmek mümkün olmadığı takdirde elle dokunulmalıdır. Bu da mümkün olmadığı takdirde ağaç dalı ve benzeri bir şeyle dokunmalı. Sonra eli değmişse elini, ağaç dalı değmişse ağaç dalını ağzına götürüp, ağzının üzerine koymalı ve bu esnada tekbir getirmelidir. Bu sayılanların hiç birini yapamazsa hacer-i esvedin hizasına geldiğinde tekbir almalıdır.
2. Birinci şavtta (turda) Rükn-ü Yemânî’ye el sürüp elini ağzının üzerine koymalı.
3. Tavafta duâ etmek. Duanın belli bir şekli ve sınırı yoktur. Kişi dilediği duayı okuyabilir.
4. Remel. Bu, ilk üç turda normalin üstünde seri bir şekilde yürümektir. Remel, ifâza tavafı dışında erkekler için sünnettir. Kadınlar için değil… İfâza tavafında (ziyaret tavafında) Remel, mendubtur. Kudüm tavafını yapmamış olan kişi için ziyaret tavafının ilk üç turunda Remel yapmak mendubtur. Birinci turda hacer-i esvedi öpüp el sürmek, yine bu turda Rükn-ü Yemânî’ye el sürmek, erkeklerin Kabe’nin yakınında tavaf etmeleri sünnettir. Kadınlarınsa, namazda da olduğu gibi, erkeklerin ardısıra tavaf etmeleri sünnettir.
Hanefiler’e Göre: Tavafın bir takım vâcib ve sünnetleri vardır. Şöyle ki:
Tavafa hacer-i esvedden başlamalıdır. Tavafa buradan başlamayan kimsenin, Mekke’de bulunduğu sürede bu tavafı iade etmesi gerekir. İade etmeden memleketine döndüğü takdirde kendisine kurban gerekir. Tavafın vâcibleri şunlardır: Tavafa başlarken en faziletlisi, hacer-i esvedin bir kısmını bile geride bırakmamaktır. Hattâ bütün bedeniyle hacer-i esvede karşı durmalıdır. Yani, onu sağ tarafına alıp sağ omuzunu tam yanına getirmelidir. Sağa doğru istikâmet almalıdır. Hacer-i esvedden kapıya doğru sağ yönünde tavaf etmelidir. Kabe’yi de sol tarafına almalıdır. Zîrâ Kabe, onun için imam mesabesindedir. İmama tâbi olan tek kişi, imamın sağ tarafında durur. Bunun aksine, Kabe’yi sağına alıp sol istikametine doğru tavaf ederse, tavafı iade etmesi veya kurban kesmesi gerekir.
Vücûd, mekân veya elbisenin necasetten temiz olması müekked sünnettir. Öyle ki, üzerindeki elbisenin tümü necis olarak tavaf eden kişi cezalı olmaz. Sahîh görüşe göre bu kişi, sünneti terk etmiş olur.
Namazda örtülmesi vâcib olan avret yerleri, tavaf esnasında da örtülü tutulmalıdır. Tavaf esnasında, namazda örtülmesi vâcib olan avret yerinin dörtte biri açık olursa, vâcib terkedildiğinden ötürü tavafın iadesi veya kurban gerekir.
Şunu bilmek gerekir ki, hadd-i zâtında setr-i avret, farzdır. Burada vâcib anlamında kullanılması, terkinden ötürü tavafın fâsid olmayacağı, aksine günahkâr olunmakla birlikte sahîh olacağı anlamına gelir. Ama bu nedenle de iade edilmesi veya kurban kesilmesi gerekir. Tavaf esnasında, avret yerlerinin dörtte birinden azı açılırsa tavaf için bir sakıncası olmaz. Bu, namazda da böyledir.
Muktedir olan kişi, tavafı yürüyerek ifâ etmelidir. Mazeretsiz olarak bir şeye binme, taşınma veya zayıf bir yürüyüş hâlinde tavaf eden kişinin, tavafı iade etmesi veya kurban kesmesi gerekir. Fakat bir mazeret nedeniyle yapılırsa bunun için bir şey gerekmez.
Tavafı hatîmin gerisinden yapmalıdır. Çünkü hatîmin bir kısmı, Kabe’den sayılmaktadır.
Tavaf yedi şavt (tur)dan teşekkül etmelidir. Bir şavt, hacer-i esved-den başlayıp dönerek tekrar hacer-i esvede kadar gelmektir. Bu yedi şavtın tümü Veda ve Kudüm tavaflarında vâcibtir. Veda tavafının yarıdan fazlası olan dört turu terk eden kişinin kurban kesmesi gerekir. Bundan daha azını terk eden kişinin her tur için bir sadaka vermesi icâb eder. Kudüm tavafındaysa böyle bir şey gerekmez. Çünkü asıl itibariyle Kudüm tavafı sünnettir. Azı da, çoğu da terkedilirse hiçbir ceza gerekmez. Ancak başlandıktan sonra diğer nafilelerde olduğu gibi vâcib olur. Ama yine de hükmü, aslî vâcibinki gibi değildir.
Farz olan Ziyaret tavafına gelince, bunun turlarının yarıdan fazlası (dördü) rükündür. Bu tavafın bu kadarını yapmayan kişinin tavafı batıl olur. Önce de söylendiği gibi, dördüncüden sonraki üç tur vâcibtir. Vacibin terki de Mekke’den çıkmadıkça tahakkuk etmez. Mekke’de bulunulduğu sürece, yapılmayan vacibin yapılması gerekir. Bir mazereti olmadığı takdirde kişinin, kendine vekâleten başkasına tavaf ettirmesi yeterli olmaz. Farz, vâcib, sünnet veya nafile tavafın her yedi turundan sonra iki rek’at namaz kılmalıdır. En faziletlisi de tavafla bu namaz arasına zaman aralığı koymamaktır. Ancak tavaf kerahet vaktinde yapılmış ise, bu namazı o anda kılmamış olmakla elden kaçırmış sayılmaz. Dilediği bir vakitte, memleketine döndükten sonra bile kılabilir. Fakat araya fasıla koyması mekruhtur. Tavaf namazının, müsaitse Makâm-ı İbrahim’in ardında; değilse Kabe’de veya Kabe dammdaki oluğun alt tarafına gelecek şekilde hatimde, burası da müsâid değilse hatime yakın bir yerde, sonra mescidde, sonra Harem’de kılınması müstehabtır. Harem dışında kılındığı takdirde iyi yapılmış olmaz. Bu namazın ilk rek’atinde Fâtiha’dan sonra Kâfirûn sûresi, ikinci rek’atinde îhlâs sûresi okunmalıdır.
Tavafın sünnetlerini de şöylece sıralayabiliriz:
Tavafa başlamadan önce ridâsının bir ucunu sağ koltuğunun altına, diğer ucunu da sol omuzunun üzerine atmalıdır. Bu işleme “Iztıba” denir. Bunu, Kudüm tavafı gibi, hemen arkasından Sâfâ ile Merve arasında sa’y yapılan bütün tavaflarda yapmak sünnettir.
Adımları kısa atıp, omuzlan sarsarak süratle yürümek. Buna “Remel” denir. Remel, yalnızca tavafın ilk üç turunda yapılmalıdır. Tavaf etmekte olan kişi, remel yapmasına engel bir durumla karşılaştığında, remel yapmaya imkân buluncaya kadar durup bekler.
Her turun sonunda hacer-i esvede el sürüp öpmek.
İlk ve son turda niyet müekkedleşir.
Hacer-i esvede el sürmeye muktedir olmayan kişi, imkân bulduğu takdirde değnek ve benzeri bir şeyi hacer-i esvede dokundurur. Değneğin temas eden kısmım öper. Bunu da yapamadığı takdirde hacer-i esved karşısında durarak, iç taraflarını ona doğru yönelterek ellerini kaldırır. Tekbir ve tehlîl getirir; Allah’a hamdeder; Peygamber Efendimize salâtü selâm getirir. Hacer-i esvedin karşısında bu şekilde durmak müstehabtır. Aynı şekilde Rüknü Yemânî’ye el sürmek de müstehabtır. Sünnet değildir. Tavaftan sonraki tavaf namazını Makâm-ı İbrahim’in ardında kıldıktan sonra dünya ve âhiretle ilgili ihtiyaç duyduğu şeyler için duâ eder. Bu namazı kıldıktan sonra, sa’y için Safa tepesine çıkmadan zemzem suyuna giderek kamncaya kadar içmeli ve suyun artanını kuyuya döküp şu duayı okumalıdır:
“Allah’ım! Senden geniş bir rızık, faydalı bir ilim ve her dertten şifâ diliyorum.”
Bu duayı okuduktan sonra, hatîm ile Kabe kapısı arasındaki Mültezim’e gider. Sonra Safâ’ya çıkar.