Teminat mektubunu almak ve ona dayanarak işe girmek caiz midir? Ancak, cevabınızı almadan “Teminat mektübu”ndan ne anladığımızı açıklamak istiyoruz. “Teminât mektubu” demek herhangi bir banka tarafından müşterilerine -bir bakıma- kefalette bulunmak için verilir. Bir kimseden, bir başkası her hangi bir işin yapılması için “te’minât” ister. Taâhhüt edilen işin yapılmaması halinde bu “teminâta” işi yaptıran el koyar.
Taahhütte bulunan, bu teminatı para olarak verebileceği gibi para yerine “teminât mektubu” da verebilir.
Teminât mektubu veren banka, muhataba müteahhit adına te’minât vermiş, yani kefalette bulunmuş olur. Müteahhit taahhüdünü yerine getirmezes banka, teminat mektubunda gösterilen parayı müteahhide kefilmiş gibi muhataba öder. “Te’mi-nat mektubu” veren banka, müşterisi olan müteahhitden bir komisyon alır. Ayrıca diğer masrafları da alır.”
Sorulan sual faiz ile ilgilidir. İslâm’da faiz haram olduğuna göre verilecek cevap her halde ma’lümdur. Çünkü sualde şu ibâre geçiyor: “Te’minât mektubu demek herhangi bir banka, müşterilerine…” Yâni teminât mektubu alan kimsenin faiz alan veya veren bir kimse olduğu anlaşılıyor. Binâenaleyh te’minât mektubunun durumunu soran kimse, daha önce İslâm dininde faiz almak caiz mi, caiz değil mi? diye sorsa daha iyi olur. Ayrıca teminat mektubu karşısında komisyon parasını vermek de caiz değildir. Çünkü fıkh kitapları,; kefil olan kimse, müteberri’dir yâni meccânen kefaleti yapar, diye ifade ediyorlar (69). Buna göre: “Bir ücret verilmek şartiyle birisine kefil olursa caiz değildir. Hatta böyle bir ücretin verilmesi kefalette şart koşulsa, kefalette batıl olur.” Teminat mektubu veren banka değil, başka bir şahıs da olsa, ücretle olduktan sonra caiz değildir. Yalnız mübah olan bir işe girebilmek için teminat mektubundan başka çare yoksa durum değişir. Bu zamanda hacca gidenlerin İslâm’a ters düşen muamelelere zorlandıkları gibi.
(69) Serahsî, Mebsût, c. 20, s. 127