Bir kimse; yarın davete çağırılırsam yemeye, çağrılmazsam oruç tutmaya diye niyet etse bu niyet geçerli olmaz, böyle bir niyetle oruç tutulmaz. Mesela “Yarın davete çağırılsam iftar etmeye, çağrılmazsam oruç tutmaya” diye yapılan bir niyet geçerli değildir. Böyle tereddütlü bir niyetle oruç tutulmuş olmaz. Niyet, kesin azim ve karar demektir.
“İnşallah yarın oruç tutmaya niyet ettim,” diye yapılan bir niyet sahihdir. Fakat: “Yarın davete çağırılsam iftar etmeye, çağrılmazsam oruç tutmaya,” diye yapılan bir niyet geçerli değildir. Böyle tereddütlü bir niyetle oruç tutulmuş olmaz. Yani bir şarta bağlı olarak niyet oruç niyeti pek sağlıklı değildir.
Fecirden (imsak vaktinden) evvel niyet ederken “Niyet ettim, yarın oruç tutmaya” denir.
İmsakten sonra niyet ederken ise “bugün oruç tutmaya” denir. [Bu niyet miladi güne göredir. Dini günler ise akşam namazı ile birlikte başlar.]
Herhangi bir oruca kalben niyet yeterlidir. Fakat niyetin dil ile de yapılması menduptur.
İbâdet niyet ile olacağı için, oruç ibâdetinde de niyet şarttır. Niyet, asıl insanın kalbindedir. Yarın oruç tutacağını bilmek ve içinden geçirmektir. Dil ile söylemek ise, şart olmamakla beraber sünnettir. Gece sahura kalkmak da niyet yerine geçer.
Orucun sahih olması İçin niyet şarttır. Kalben niyet kâfidir. Oruç için sahura kalkmak da niyet sayılır. Fakat niyetin dil ile yapılması menduptur. Ramazan ayı oruç ayı olduğundan sahura kalkan kimseler için sahura kalkmakta kalben niyet olarak kabul edilir. Niyet, o ibâdeti veya ameli ne için yaptığımızın kalbimizdeki “îzâhıdır”. Meselâ perhiz yapmak için aç kalırsak, perhiz yapmış oluruz. Niyetimizdeki ne ise, Allah’tan onu buluruz. O yüzden şu hadisi unutmamak lazımdır. Hz Peygamberimiz Sallallahu Aleyhi Vesselem buyurur ki; “Ameller (başka değil) ancak niyetlere göredir; herkesin niyeti ne ise eline geçecek odur.
Niyet, emre itaat ve Allahü teâlânın rızasına kavuşmak için yaptığını kalbinden geçirmek demektir. Niyet, ibadet yapmayı kalbe getirmek, hatırlamak değildir. Allahü teâlâ için yapmayı irade etmek, istemek demektir.
Niyet, ibadete başlarken yapılır. Daha önce, mesela bir gün önce yapılırsa, niyet olmaz. Buna emel, arzu, vaat denir. Mesela, Hanefi’de oruca niyet etmek zamanı, bir gün önce, güneşin batmasından başlayarak, ertesi gün, öğleye bir saat kalıncaya kadardır. Daha önce veya daha sonra yapılırsa caiz olmaz.