Fakihler,“…sizin için yerden çıkardıklarımızdan infak edin…” (el-Bakara 2/267) emrinin, topraktan çıkarılan ürünlerden zekat ( öşür ) veriniz anlamına geldiği görüşündedir. Ayrıca müslümanlara “hasat günü mahsullerinin haklarını vermeleri” de emredilmiştir (el-En`âm 8/141). Bu âyette zikredilen “hak” teriminden zekât mı yoksa zekâttan ayrı bir ödeme mi kastedildiği tartışma konusu olmakla birlikte fakihlerin çoğunluğu bu âyette zikredilen “hak” tabirinin toprak ürünlerinden alınması gereken zekât olduğunu söylemişlerdir.
İslâm dini fakir ve müstahaklan koruduğu gibi Emek ve mal sahibini de korur. Bunun için arazi, ağır masraf yapılmadan yağmur, çay, nehir gibi sularla sulanırsa mahsulün onda biri öşür -zekât- olarak verilir. Dolap ve motor gibi şeylerle sulanırsa masrafı ağır olduğundan zekâtı yirmide bir olarak verilir. Bütün fıkıh kitapları bu meseleyi açıkladıkları için malûmdur. Ancak gübre meselesinin durumu açık değildir. Zaman zaman gübre meselesi bana sorulurdu. Elde delil olmadığı ve eski fıkıh kitaplarında açıkça ona yer verilmediği için öşrün durumu değişmez.
Yâni zekâü onda birdir, diye cevap verirdim. Gerçekten de Hanefî mezhebine göre böyledir. Çünkü bu mezhebe göre tohum, amele ücreti ve sair masraflar düşürülmeden toprak mahsullerinin zekâtı verileceği gibi gübrenin su mesabesinde olduğunu ifade eden hiç bir ibareye rastlanmamıştır.
Fakat Şâfiî mezhebine göre gübre meselesi Remlî’nin ifadesinden de anlaşıldığı gibi değişik bir durum arzetmektedir. Çünkü gübre araziye değil, ekine fayda verip neşvünemaya yardımcı olduğundan su mesabesinde görünüyor. Remlî, özet olarak şöyle diyor: Tarla için açılan kanallara yapılan masraf nazarı itibara alınmaz. Yâni mahsulün onda biri zekât olarak verilecektir. Çünkü kanallar ekin için değil, tarla içindir. Kanallar hazırlandıktan sonra su kendiliğinden tarlaya varabilir. Fakat deve ile su taşıyıp sulamak böyle değildir. Burada yapılan masraf ekin içindir (37).
Yukarda serdedilen bu ibareden anlaşılıyor ki, tarla için değil, ekin için yapılan masraf zekâtın durumunu değiştirir. Dolap ve motor ile sulanan araziden elde edilen mahsulün yirmide biri, ekinin yetişme müddetinde yarısı motor veya dolap, yansı da yağmurla olursa onbeşte biri, zekât olarak çıkarılacağı gibi yağmur suyuyla sulanan arazi gübrelendiği takdirde en az yüzde yüz farkettiği için zekâtın onbeşte biri nisbetinde verilmesi gerekir. Çünkü neşvünema bu her iki unsurdan kaynaklanıyor.
(36) Mecme’ul Enhur, c. 1, s. 196