Toprak mahsullerinin zekâtı işçilik, ekme, döğme ve nakliyat masrafı düşürülmeden mi verilir, yoksa masraflar düşülerek mi verilir?
Tarim ürünlerinin de bir mal oldugu ve bu bakimdan zekata tabii bulundugu Kitap,Sünnet ve Icma ile sabittir. Toprak mahsullerinin zekatı mahsul yetiştiren araziyi sulayan suya göre değişir. Yani arazi yağmur, kar, nehir, çay veya kanal suyu ile sulanıyorsa mahsulün onda biri, hayvan, motor veya satın alınan su ile sulanıyorsa mahsulün yirmide biri zekat veya öşür olarak verilir.
Normal hallerde insanların gıdasına elverişli olup bozulmadan saklanması mümkün olan ürünler zekâta tâbidir. Bu ürünlerin meyve cinsinden olanları üzüm ve hurma; tahıl cinsinden olanlarıysa buğday, arpa, mercimek, nohut, pirinç, çavdar, bakla ve mısır gibi gıda maddeleridir.
Toprak mahsullerinin zekâtı işçilik, ekme, dövme ve nakliyat masrafı düşürülmeden çıkarılır.
Asr-ı saadette ve Ashab devrinde uygulama böyleydi. Yani toprak mahsullerinin zekâtı ekin ve tarla için yapılan masraf düşürülmeden çıkarılırdı.
El-Seyyid el-Bekr-El-Dimyatî şöyle diyor: “Biçme, dövme, mey-va toplama ve kurutma ücreti çiftçinin kesesinden gider, düşürülmeden zekâtı verilir. Durum böyle olmakla birlikte bazı kimseler tatbikatta bunlan düşürür ve kalanın zekâtını verir, oysa yanlış bir harekettir. İbni Abidin de şöyle diyor: İşçi, çift süren öküz, kanal temizleme ve bekçinin ücreti gibi masraflar düşürülmeden mahsulün zekâtı verilir (59).
(59) Red-El-Muhtâr, c. 2, s. 51