Yeni doğan bir bebeğin kokusu o kadar saf ve güzeldir ki, bebek sahibi olan herkes bunu anlata anlata bitiremez. Hepimiz bir zamanlar bebektik ve biz de o güzel kokuya sahiptik. Özellikle annelerimiz bizi koklamaya doyamazdı. Halk arasında “cennet kokusu” olarak ifade edilen bebek kokusu deyimi kalıplaşmış bir tabirdir. Aslına bakarsanız, kimse bunun sebebini tam olarak bilemiyor. Bilim insanlarına göre bu farklı koku aslında insanın gerçek ve saf kokusudur.
Cildine hiçbir kozmetik ürün (parfüm, deodorant, krem) değmemiş olan bebekler, uzun süre sadece anne sütü tüketirler. İnsan ne yerse öyle kokar. Ayrıca bebek kokusu sadece bir bebeğin ebeveynini değil, aynı zamanda yabancıları da cezbediyor. İşte bu noktada da evrimsel sürecin bir sonucu olarak bebeklerin o masum, cennet esintileri taşıyan, büyüleyici kokusu ortaya çıkıyor. Yeni doğmuş bebekler yaydıkları bu kokuyla özellikle ebeveynlerinde yoğun merhamet ve şefkat hisleri uyandırıyorlar.
Örneğin pastırma yerseniz, pastırmadaki çemenin kokusu terinizden çıkarak sizi 1-2 gün epey kötü kokutacaktır! Ya da bol bol meyve tüketen kişilerin cildi, bol bol abur cubur tüketen kişilere göre çok daha temiz ve güzel kokar. İşte sadece anne sütüyle beslenen bebekler de bu sayede saf ve temiz kokularını muhafaza ederler.
Kimi bebeğinin kokusunu sütlü vanilyalı bisküviye kimi ise karamele benzetir. Bebekler dünyaya geldiklerinde tüm vücutları ‘Verniks Kazeoza’ ismi verilen beyaz sıvıyla kaplıdır. Bu sıvı hamileliğin 20. haftasında oluşmaya başlar. Söz konusu bu beyaz sıvı bebeğin cildini korur onu nemlendirir. Bu madde E vitamini yönünden ise bir hayli zengindir. Bir de bebeğin anne karnında yaşadığı amniyon sıvısı vardır. İşte bu iki sıvı verniks kazeoza ve amniyon sıvısının karışımı bebeklerin o hoş kokusunun sebebidir.
Evrim derken ?