Son asrın, zahir ve bâtın ilimlerinde kâmil ve dört mezhebin fıkıh bilginlerinde mahir büyük bir alîm ve ruh bilginlerinin mütehassısıdır. Arvas Seyyidleri ailesine mensup, anne tarafından Abdülkadir-i Geylânî hazretlerinin soyundan, Nakşibendî-Hâlidî şeyhidir.
Arapça, Farsça ve Kürtçe bilirdi. Arapça ve Farsça şiirleri vardır. Üç oğlu ve iki kızı dünyaya geldi. Büyük oğlu Mekki Üçışık Üsküdar ve Kadıköy müftülüğü yaptı. Abdülhakîm Efendi’nin kardeşlerinden Taha Efendi (1864-1928) İstanbul Süleymaniye Medresesi’nde müderris olup, 1908 ve 1921 meclisinde Hakkâri mebusluğu ve Şer’iye Vekâleti’nde heyet-i müşavere âzâlığı yaptı.
Abdülhakîm Arvâsî’nin Râbıta-i Şerife ve er Riyâdü’t Tasavvufiye isimli eserleri, Necip Fazıl Kısakürek tarafından sadeleştirilerek yayınlanmıştır. Ayrıca, Hâl Tercümesi ve Ebeveyn-i Resullulah isimli eserleri sadeleştirilmeden, yalnızca latin alfabesine çevrilerek Büyük Doğu Yayınları tarafından yayınlanmıştır.
- Bizim meclisimizde bulunanlar, sükut içinde otursalar ve sükuttan başka bir şey görmeseler bile, din bahsinde âlim geçinenlerin hatalarını keşfederler, bir bir çıkarırlar. / Abdülhakim Arvasi
- Son zamanlarda, tekkeler cahillerin eline düştü. Dinden, imandan haberi olmayanlara şeyh denildi. Din düşmanları da, bu şeyhlerin sözlerini, oyunlarını ele alarak dine hurafeler karışmıştır, dedi. Halbuki bozuk tarikatçıların sözlerini, işlerini din sanmak, bunları tasavvuf büyükleri ile karıştırmak, çok yanlıştır. Dini bilmemek, anlamamaktır. Dinde söz sahibi olmak için, Ehl-i sünnet âlimlerini tanımak, o büyüklerin kitablarını okuyup, iyi anlayabilmek ve bildiğini yapmak lazımdır. Böyle bir âlim bulunmazsa, din düşmanları, meydanı boş bulup, din adamı şekline girer. Vaazları ile, kitapları ile, gençlerin imanını çalarak millet ve memleketi felakete götürürler. / Abdülhakim Arvasi