İslamın Büyük velilerinden olan Ahmet Ziyaüddin Gümüşhanevi (r.h) Gümüşhane’nin Emirler Mahallesinde Hicri 1228 (1813) tarihinde doğdu. Babası Emirler sülâlesinden Mustafa Efendidir. Esas adı Ahmet b. Mustafa Abdurrahman el Gümüşhanevi çocukluğundan beri ilim tahsiline ayrı bir merakı vardır. 5 yaşında Kuran-ı Kerim’i hatmeder. Sekiz yaşında icazat alır. Gümüşhânevî 13 Mayıs 1893’te vefat etti ve Süleymaniye Camii hazîresine defnedildi.
Ahmet Ziyâüddin Gümüşhanevi’den Müridlerine Öğütler
✿ Tasavvufun başı vakti bilmektir. Yani her vakitte yapılması gereken kulluğu yapmaya dikkat etmektir.
✿ “Amelleriniz tahsiliniz ve ahlâkınızla âlim olup, insanlara seviyelerine göre hitap ediniz. Alimlerin zalim ve inatçdarmdan olmayınız. Daima müzakere, hak ve hakikati izhar için ilminizi ve araştırmalarınızı artırınız.”
✿ İnsan, hayvan ve bütün canlılara karşı merhametli ol, yardımcı ol, zulmetme.
✿ Allah, insana kocaman bir vücut, ufacık bir ağız vermiştir. İnsanların bütün organları üretici, bir tek ağzı tüketicidir. Her Müslüman her müridan vücudu kadar üretip, ağzı kadar tüketse herkesin geliri giderinden fazla olur. Dünyada fakir kalmaz. Yine insanlar, vücudu kadar düşünüp ağzı kadar konuşsa her hareketi akıl ve şuurla olacağından o insan başardı olur. Oysa insanların çoğu, ağzı kadar bile üretemiyor ama vücudunun iki üç katı kadar tüketebiliyor.
✿ “Muhabbetin dört çeşidi vardır: Allah’ı sevmek, Allah’ın sevdiklerini sevmek, Allah için sevmek, Allah’la beraber sevebilmek.”
✿ “Aşk, bütün his, irâde ve düşüncelerden sıyrılarak yalnız Allah’a büyük bir iştiyakla yönelmek, mal, evlat, dünya ve her türlü alakadan koparak, Hâlık’a hasret duymaktır.”
✿ “Günahlardan kurtuluşun en süratli yolu, muhabbetullah ve cemalullah’a aşk ve şevk ile bağlanmadır. Bu ise çok ibadet etmek, istiğfar etmek, ölümü ve cehennem ateşini çok düşünmek, gecelerini ibadetle ihyâ etmek, mahlûkâta şefkat göstermek, hüsn-i zan beslemek, şehvet, kin ve kötü fikirlere karşı sabretmekle elde edilir.”
✿ “Sağa-sola bakmak nasıl kalbin gücünü parçalayıp zayıflatıyorsa, gözleri kapamak da, aksine kuvvet ve ferahlık verir.”
✿ “Kim ki gözünü haramdan sakınır, nefsini şehvetten korur, bâtınını murakabe ile mâmûr hâle getirir ve helal rızıkla beslenirse, firasetinde yanılmaz. Fakat firaset, bedende nefsin hakimiyeti ile değil, Cenâb-ı Hakk’ın nuru ile bakabilme hassasını kazanmakla elde edilen bir haslettir.”
✿ “Tarikatlerin muhtelif prensipleri, usulleri vardır. Ama bütün tarikatlerde müşterek olan husus, temel esas hizmettir. İnsan hizmet ettikçe himmete mazhar olur, izzet bulur ve saâdet-i dâreyne erer.”