Hz. Abdulkadir Geylani, İslam dünyasında önemli bir tasavvuf alimi ve İslam bilgini olarak tanınır. 11. yüzyılın sonlarına doğru doğduğuna inanılan Geylani, özellikle İslam tasavvufunun gelişimine büyük katkılarda bulunmuştur. Doğu Anadolu’da yer alan Geylani Köyü’nde doğduğuna inanılan bu büyük alim, tasavvufun derinliklerine inerek manevi bir rehberlik sunmuştur.
Hz. Abdulkadir Geylani’nin öğretileri, İslam tasavvufunun ana ilkeleri arasında yer alır. Onun eserleri, manevi yolculuğun önemini, tevazu ve içsel dönüşümü ele almaktadır. Öğretileri, insanların Allah’a daha yakın bir ilişki kurmaları ve manevi olarak büyümeleri konusunda ilham verici mesajlar içerir.
Onun öğretileri ve sözleri, İslam dünyasında birçok kişiye ilham kaynağı olmuş ve onların manevi yaşamlarını derinleştirmiştir. Bu nedenle Hz. Abdulkadir Geylani’nin öğretileri ve sözleri, dini metinlerden ve tasavvuf geleneğinden beslenenler için önemli bir kaynaktır.
- Kulun kalbi rabbine erince rabbi onu kimseye muhtaç etmez. / Abdülkadir Geylani
- Ârif hem dünyada, hem de ahirette yabancıdır. / Abdülkadir Geylani
- Kaderin gelmesinden rahatsız olma, onu kimse döndüremez ve kimse engel olamaz. Takdir olunan şey mutlaka gerçekleşir. / Abdülkadir Geylani
- Derdi de yaratan o’dur, devayı da. O kendisini öğretmek için belâya mübtela kılar. Böylece hem belâ verebileceğini, hem de bunu kaldırabileceğini gösterir. / Abdülkadir Geylani
- Tövbe, yönetim değişikliğidir. / Abdülkadir Geylani
- Kalb dünya arzularından birine bağlı kaldığı ve geçici lezzetlerden birinin peşine takılıp gittiği müddetçe, imkâni yok, ahireti sevmiş olamaz. / Abdülkadir Geylani
- Kalbin dünya’ya bağlı olduğu müddetçe mutlu olacağını sanma, sen sabaha kadar gaflet uykusundasın, ömür ise kısadır, korkarım uyandığın vakit sabah olmuştur. / Abdülkadir Geylani
- Sûfîler ahırete göre akıllı, dünyaya göre delidirler. / Abdülkadir Geylani
- Nasibin olanı kaybetmezsin, onu senden başkası yiyemez. O başkasının nasibi olmaz. Nasibini ona hırs göstermekle elde edemezsin. / Abdülkadir Geylani
- Müslümanlar hakkında iyi zan sahibi ol. Onlar hakkında niyetini düzelt. Her türlü hayır işi yapmaya koş. Bilmediğin hususlarda ahireti düşünen âlimlere sor. / Abdülkadir Geylani
- Sevenle sevmeyen rıza halinde değil, hoşnutsuzluk halinde belli olur. / Abdülkadir Geylani
- Sâlihlerden birisine ‘neyi arzu ediyorsun?’ Diye sorulduğunda, ‘arzu etmemeyi arzu ediyorum.’ Diye cevap verdi. / Abdülkadir Geylani
- Sûfî bâtınını ve zâhırını allah’ın kitabına ve resulunun sünnetine uyarak aritandır. O, sâfiyeti arttıkça vücud denizinden çıkar; iradesini, dilek ve ihtiyarini terkeder. / Abdülkadir Geylani
- Akıllı kişi, işlerin başlangıcına değil, sonucuna bakar. / Abdülkadir Geylani
- Ey rabbim! Bütün şükretme acizliğimle sana şükretmek istiyorum. / Abdülkadir Geylani
- Resulullah hariç her mahluk perdedir; resulullah ise kapıdır. / Abdülkadir Geylani
- Mümin dünyada, zâhid ahirette gariptir. Ârif ise allah’ın dışındaki her yerde gariptir. / Abdülkadir Geylani
- Kardeşinin sana yaptığı nasihatı kabul et. Ona muhalefet etme. Çünkü o, senin kendinde göremediğin şeyleri görür. Bunun için resul-i ekrem; “mümin, müminin aynasıdır” buyurmuştur. Mümin, din kardeşine yapmış olduğu nasihatlerde samimidir. Onun göremediği şeyleri bildirir. Ona, iyilikler ve kötülükler arasındaki farkı gösterir. Ona, lehinde veya aleyhinde olan şeyleri anlatır. / Abdülkadir Geylani
- Sabır, hayrin temelidir. / Abdülkadir Geylani
- Allah teâlâ rizıkların taksimini bitirmiştir. Rizikta zerre miktarı artma ve eksilme olmayacaktır. / Abdülkadir Geylani
- Rabbınızın kereminden dileyin, icabet etse de etmese de o’ndan isteyin. Çünkü o’ndan istemek ibadettir. / Abdülkadir Geylani
- Marifet ve ilim, öz ile kabuğu birbirinden ayırır. / Abdülkadir Geylani
- Bu işin başı allah’tan başka ilah olmadığına şehadet etmek, son noktası ise bütün nesneler ve davranışların birbirinin aynı olmasıdır. / Abdülkadir Geylani
- Sıkıntı çekmeyen insanda hayır yoktur. Sıkıntılar Allah’ın kırlangıç kuşlarıdır. / Abdülkadir Geylani
- Hayatta olduğunuz müddetçe, ömrü fırsat biliniz. Bir müddet sonra hayat kapısı kapanacak, bu dünyadan ayrılacaksınız. Gücünüz yettiği müddetçe hayırlı işler yapmayı ganimet biliniz. Tevbe kapısı açıkken ve elinizde bu imkân varken bunu fırsat biliniz. Tevbe ediniz. Dua etmeye imkanınız varken, dua ediniz. Salih kimselerle beraber olmayı fırsat biliniz. / Abdülkadir Geylani
- Her kalp, kendi içindeki çiçeğin kokusunu verir. / Abdülkadir Geylani
- Sûfîlerden biri demiş ki: fâsığın yüzüne ancak ârif kullar güler. / Abdülkadir Geylani
- Bir şeyi hatırlamak allah’ı unutturuyorsa, o şey o kişi için uğursuzdur. / Abdülkadir Geylani
- Sûfîler niçini, nasılı, yap yapma’yı unutarak, kendilerini rablerinin önüne atmışlardır. / Abdülkadir Geylani
- Ârif, allah’a her an bir öncekine göre daha yakındır. / Abdülkadir Geylani
- İnsan allah’a kalıbıyla değil, kalbiyle ibadet eder. / Abdülkadir Geylani
- Tasavvuf yolu sâlihleri görüp onların sohbetlerini ezberlemekle katedilmez. / Abdülkadir Geylani
- Sûfîlerin yolculukları hakk’a kurbiyet ülkesinde son bulur. / Abdülkadir Geylani
- Zâhır fikhini öğren, sonra bâtin fikhina yönel. / Abdülkadir Geylani
- Her kapının önünde hevesle bekleyenler; hiçbir kapıdan içeri giremeyenlerdir. / Abdülkadir Geylani
- Mürid tevbesinin gölgesinde, mürâd ise rabbının inayetinin gölgesinde kâimdir. / Abdülkadir Geylani
- Kendine bir ağırlık veren kimsenin hiçbir ağırlığı yoktur. / Abdülkadir Geylani
- Yerini bilmeyene kader yerini öğretir. / Abdülkadir Geylani
- Ademoğlunun başına gelen her türlü belâ, rabbinden şikayet etmesi yüzündendir. / Abdülkadir Geylani
- Ey rabbim! Bütün affını isteme acizliğimle senden affını diliyorum. / Abdülkadir Geylani
- Sûfîlerden biri demiş ki: insanlar hakkında allah’a uy, allah hakkında insanlara uyma! / Abdülkadir Geylani
- O’nu tanısaydınız, o’nun önünde dilleriniz lâl kesilirdi; kalpleriniz ve diğer uzuvlarınız her halinde edepli olurdu. / Abdülkadir Geylani
- Günahların kötü bir kokusu vardır. Allah’ın nuru ile bakanlar bunu anlar, fakat halktan gizler, onları rezil etmezler. / Abdülkadir Geylani
- Allah’ı bilen kimsenin o’na karşı iradesi kalmaz. / Abdülkadir Geylani
- Teslim ol, rahat bul. / Abdülkadir Geylani
- Bidâyet sıkıntıdır, nihâyet ise şükûn. / Abdülkadir Geylani
- Kazayı engelleyen dua, yine kazayı önlemesi mukadder olan duadir. / Abdülkadir Geylani
- Bâtin bilgisi, seninle rabbin arasındaki ışıktır. / Abdülkadir Geylani
- Geçim yollarının yaratıcısını unutup geçim yollarına takılıp kalan, bakıyı unutup fani ile sevinen kimse ne kadar da cahildir! / Abdülkadir Geylani
- Kur’an’dan, hakkında tartışarak değil, içindekilerle amel ederek faydalanın. / Abdülkadir Geylani
- Dünya herkesi boğacak kadar engin bir denizdir. / Abdülkadir Geylani
- Allah’tan başka herşey puttur. / Abdülkadir Geylani
- Sâlihlerin kalpleri faydayı da zararı da rablerinden bilir. / Abdülkadir Geylani
- Kötü arkadaşları terk et. Onlara sevgi duyma, salihleri sev. Yakının bile olsa, kötü arkadaştan uzak dur. Uzak bile olsa, iyi arkadaşlarla beraber ol. Kimi seversen, seninle onun arasında bir yakınlık hâsil olur. Bu bakımdan, sevgi beslediğin kimsenin kim olduğuna iyi bak. / Abdülkadir Geylani
- Sıddık gözünün, güneş ve ayın değil, allah’ın nuruyla bakar. / Abdülkadir Geylani
- Kalp sırra, sır da hakk’a itimat ederek şükûn bulur. / Abdülkadir Geylani
- Halinizi iyi düşünün, şimdi belli şey yok; yarın toz kalkar, kimin atlı ve kimin yaya olduğu görülür. / Abdülkadir Geylani
- Allah’ı tanıyan o’nu sever. O’nu seven o’na uyar. / Abdülkadir Geylani
- Her kalp kendi içindeki çiçeğin kokusunu verir. / Abdülkadir Geylani
- Kalp kitab ve sünnete göre amel ederse kurbiyet (yakınlık) kazanır. Bunu kazanınca da neyin kendi lehine ve aleyhine, neyin allah için veya başkası için, neyin de hak ve batıl olduğunu bilir ve görür. / Abdülkadir Geylani
- Büyük âlimlere tâbi olunuz; bidat yoluna, dinde olmayıp, sonradan çıkarılan şeylere sapmayınız. İtaat ediniz, muhalefet etmeyiniz. Sabrediniz, sızlanmayınız. Sabit kalınız, ayrılıp dağılmayınız. Bekleyiniz, ümit kesmeyiniz. Özünüzü günahtan temizleyiniz, kirletmeyiniz. Hele rabbınızın kapısından hiç ayrılmayınız. / Abdülkadir Geylani
- Belâlar kula cenab-ı hakk’in kapısını çalmayı öğretir. / Abdülkadir Geylani
- İnsanlara gösteriş için amel yapıp, sonra da bunu allahü teâlânin kabul etmesini istemek yakışır mı? Hırsı, şımarıklığı, azgınlığı ve dünyaya düşkünlüğü bırak. Sevincini ve neşeni biraz azalt. Biraz hüzünlü ol. Peygamber efendimiz başkasının kalbini ferahlandırmak için tebessüm buyururlardı. / Abdülkadir Geylani
- Acele etme. Acele eden, ya hata yapar veya hatalı duruma yakın olur. Ağır ve temkinli hareket eden, o işte ya isabet kaydeder veya isabet etmeye yaklaşır. Acele şeytandandır. Ağır ve temkinli hareket etmek, allahü teâlâdandir. Umumiyetle aceleye sebep, dünyalık toplama hırsıdır. Kanaat sahibi ol. Kanaat bitmeyen bir hazinedir. / Abdülkadir Geylani
- Kader üzerinde durup onu delil göstermemiz uygun değildir. Bilakis biz çalışır, çabalar ve ne itiraz, ne de tembellik etmeyiz. / Abdülkadir Geylani
- Herşeyde o’nun isimlerinden bir isim mevcuttur, herşeyin ismi o’nun ismindendir. / Abdülkadir Geylani
- Kur’an’ın iki yönü vardır: o’nun elinde olan yönü, bizim elimizde olan yönü. / Abdülkadir Geylani
- Sağlam bir kalp tevhid, tevekkül, yakîn, tevfik, ilim, iman ve kurbiyet ile dolar. / Abdülkadir Geylani
- Bidâyetin zorluklarına sabrederseniz nihayetin rahatı size ulaşır. / Abdülkadir Geylani
- Mümin kimse küçük günahları da büyük görür. Peygamber efendimiz; “mümin kimse, günahını dağ gibi görüp, kendi üzerine düşeceğinden korkar. Münafık ise, günahını burnu üzerine konan ve hemen uçan sinek gibi görür” buyurdu. / Abdülkadir Geylani
- Ahireti isteyene dünyada zuhd gerekir; allah’ı isteyene ise ahirette zuhd gerekir. / Abdülkadir Geylani
- Veliliğin şartı gizlenmek, nebiliğin şartı açıklamaktır. / Abdülkadir Geylani
- Allah’ın muhabbetinde samimi olan, ne ayıp ışıtır, ne de kulağına ayıp gider. / Abdülkadir Geylani
- Şükrün esası, nimetin sahibini bilmek, bunu kalb ile itiraf etmek ve dille söylemektir. / Abdülkadir Geylani
- Müminin adeti önce düşünüp sonra konuşmaktır. Münafık ise önce konuşur, sonra düşünür. / Abdülkadir Geylani
- Bilgi hayat, bilgisizlik ölümdür. / Abdülkadir Geylani
- Allah’a ancak, o’ndan başka herşeyi terkeden kimseler yaklaşabilir. / Abdülkadir Geylani
- Ey zavallı! Sana fayda vermeyen şeyler hakkında konuşmayı bırak. Dünya ve ahirette sana fayda verecek işlerle uğraş. Boş işlerle uğraşmayı bırak. Kalbinden dünya düşüncelerini çıkar. Çünkü yakında dünyadan alınacak, ahirete götürüleceksin. Dünyada rahat ve hoş bir hayat arama. Resul-i ekrem; hayat, ahiret hayatıdır. / Abdülkadir Geylani
- Akıllı kimse ölümü düşünen ve kaderin getirdiğine razı olandır. / Abdülkadir Geylani
- Dünya hikmettir, ahiret ise kudret. Hikmet alet ve sebeplere ihtiyaç duyar, kudret ise duymaz. / Abdülkadir Geylani
- Yolculuk, kalbin yolculuğudur. Vuslat, sırların vuslatidir. / Abdülkadir Geylani
- Ey mümin! Ne oluyor ki, seni, komşunu; yemede, içmede, giymede ve başka şeylerde kıskanır görüyorum. Bu nasıl iş? Bilmiyor musun ki, bu senin imanını zayıflatır. Mevlânin yanında kıymetin kalmaz. Seni, allahü teâlânin gazabına uğratır. Hz. Muhammed; “allahü teâlâ, hasetçi kimse nimetimin düşmanıdır, buyurdu” diye bildirmiştir. Resul-i ekrem bir hadis-i şerifte; “ateş ödünü yiyip bitirdiği gibi, haset de iyilikleri yer” buyurdu. Sen, haset ettiğin kimseyi, hangi ve ne hususta haset ediyorsun. Onun kısmeti için mi, yoksa kendi kısmetin hususunda mı haset ediyorsun? Eğer onu, allahü teâlânin ona kısmet olarak verdiği şeyde haset ediyorsan, ona haksızlık etmiş olursun. Haset ettiğin kimse, allahü teâlânin kendisi için takdir ve taksim ettiği nimetin içerisinde bulunmaktadır. Sen onu, allahü teâlânin bu ihsanından dolayı haset etmekle, ne kadar haksızlık ve cimrilik yaptığını, ne kadar akılsızlık ettiğini biliyor musun? Eğer onu, sana takdir edilenin onun eline geçeceğinden endişe ederek kıskanıyorsan, bu senin çok cahil olduğunu gösterir. Çünkü senin kısmetini başkası yiyemez. Muhakkak ki allahü teâlâ sana zulmetmez. Allahü teâlâ senin için takdir ettiğini, sana nasip olarak verdiğini, senden alıp başkasına vermez. / Abdülkadir Geylani
- İmanı kuvvetli olanın, imtihanı ağır olur. / Abdülkadir Geylani
- Dünya bir topluluğa, ahiret bir topluluğa, hak (c.c.) da bir topluluğa aittir. / Abdülkadir Geylani
- Şöyle denilmiştir: ‘şeriatın şahitlik etmediği her hakikat zindikliktir. / Abdülkadir Geylani
- Bu ilim tasavvuf ilmi, kitap sayfalarından değil, allah erlerinin ağzından alınır. / Abdülkadir Geylani
- Zâhır ilimleri görünen kısmın ışığıdır. Bâtin ilimleri ise görünmeyen kısmın. / Abdülkadir Geylani
- İnsanlara rehberlik eden kimsede şu hasletler bulunmazsa, o rehberlik yapamaz. Kusurları ortucu ve bağışlayıcı olması, şefkatli ve yumuşak olması, doğru sözlü ve iyilik yapıcı olması, iyiliği emredip, kötülüklerden men edici olması, misafirperver ve geceleri insanlar uyurken ibadet edici olması, âlim ve cesur olması. / Abdülkadir Geylani
- Ey oğul! Senin düşüncen, yiyecek, içecek, giyecek ve dünya lezzetleri olmasın. Bütün bunlar, nefsin ve insan tabiatının istediği şeylerdir. Kalbin düşüncesi nerede, nefsin ve tabiatın istekleri nerede? Kalbin düşüncesi allahü teâlâdir. Senin düşüncen, rabbin ve onun katında bulunan nimetler olmalıdır. Dünyadan (haram ve şüphelilerden) ne terk edersen, mutlaka bunun karşılığında ahirette ondan daha hayırlısı vardır. Ömründe sadece şu içerisinde bulunduğun günün kaldığını farz et de ahiret için hazırlık yap. / Abdülkadir Geylani
- Dünya nefslerin, ahiret kalplerin, allah ise sırların sevgilisidir. / Abdülkadir Geylani
- Kabirleri ziyaret ediniz. Salih kimseleri de ziyaret ediniz. Hayırlı işler yapınız. Böyle yaparsanız, her şeyiniz düzelir. / Abdülkadir Geylani
- Amelinin karşılığında ödüllendirilmeyi bekleyen, muhlis değildir. / Abdülkadir Geylani
- Bütün insanlar seni kendi menfaati için ister, allah ise seni senin menfaatin için ister. / Abdülkadir Geylani
- Sûfîlerin geceleri gece, gündüzleri de gündüz değildir. / Abdülkadir Geylani
- Kalp sâlih olunca dâimî zikir elde edilir ve kalbin her tarafına hakk’in zikri yazılır. Böyle bir kalbin sahibinin gözleri uyuyabilir ama kalbi rabbını zikreder. / Abdülkadir Geylani
- Sûfîler allah teâlâ’nin kendisinden başka bir şey istemezler. Onlar nimeti değil, nimet bahsedeni, halkı değil hâlik’i isterler. / Abdülkadir Geylani
- Eğer o’nu bilseydiniz başkasını inkar eder, sonra da o’nun gayrisini o’nun vasıtasıyla bilirdiniz. / Abdülkadir Geylani
- Tasavvuf yolu zâhırî ve bâtinî hükümlere riayet etmeyi ve her şeyden fânî olmayı gerektirir. / Abdülkadir Geylani
- Allah’ın takdirini o’nun aleyhine delil yapmayın; çalışın, çabalayın. / Abdülkadir Geylani
- Nasibin olanı kaybetmezsin, onu senden başkası yiyemez. O başkasının nasibi olmaz. Nasibini ona hırs göstermekle elde edemezsin. / Abdülkadir Geylani
- Ey arşının örtüsünde büyüklüğünü ve şânını izhar eden Allah’ım! Hiçbir mevcûdun yüceliğine ulaşamayacağı sıfatların hürmetine, Senden kader sırrının karşıma çıkardığı her şeyde, fikir soğukluluğunun izlerini silip süpüren bir yakınlık niyâz ederim. Öyle ki, bütün vaktim seninle güzelleşsin, bütün vaktimi senin rızan için güzelleştireyim. / Abdülkadir Geylani