Bazı insanlar vardır ki doğduğu zamana ait değildir. Çağların ötesinde yaşarlar. Onlar ışık olur çevresini aydınlatırlar. Onlar tutunacak dalların bütün bütün kırıldığında kalpleri ve kafaları sözlerin güzelleriyle aydınlatmıştır insanoğlunu. İnsan için faydalı olan bilgi, bilgilerin en üstünüdür, en güzel rehberdir. Bu çalışmamdaki amaç, toplumda ortaya çıkan bozulmanın durulması adına, ‘bir damla’ olabilmektir.
İmam-ı Azam Asıl ismi Numan bin Sabittir. En büyük imam manasına gelen İmam-ı Azam ismiyle bilinmektedir. Hanefî mezhebinin kurucusudur. (10/699 -150/767).
Çok küçük yaşta Kur’an ezberlemiş, hadis ve tefsir ilimlerini öğrenmiş, arkadaşlarının fıkıh bilgilerini, Ehl-i Sünnet (Peygamberlerimizin ve onun yolunda olanların) itikadını toplamıştır.
“Bilmediklerimi ayağımın altına alsaydım, başım göğe değerdi“ diyen İmam-ı Azam, düşmanlarının bile aleyhinde konuşmayan büyük bir sabır çağlayanı, büyük bir âbid, büyük fıkıh bilgini ve büyük bir mütefekkirdir.
İmam-ı Azam’m Oğullarına Öğütleri Oğlum!
Sana ilk vasiyetim, takvaya riayet etmendir.
Vasiyetler arasında önce takvanın zikredilmesinin sebep ve hikmeti, tatların en üstünü olmasıdır. Takva ile temizlenip tatla süslenirsin.
Cenab-ı Hakk’m “Allah katında en üstün olanınız, (onun yasaklarından) en çok korkamnızdır. ” ayeti kerimesiyle, Resûl-i Zîşan’ın “Sen takvaya riayet et, muhakkak takva, bütün güzellikleri câmi (toplayıcı) ve önemli bir ibadetir.” mealindeki hadis-i şerifi takvanın değerini göstermiş bulunmaktadır.
Takva, ahirette zararlı olan her türlü kötülükten sakınmaktır. “Ey iman edenler! Allah’tan gereği gibi korkunuz.” ayetinden anlaşılan gerçek takva da budur. Dikenli arazide yalın ayak yürüyen kişinin sakındığı gibi, her’ çeşit günahtan sakınmak gereklidir. Küçük günahları küçümsememek gerekir. Zira görünen büyük dağlar, küçük taşların birikmesiyle bir araya gelmiştir.
Rivayete göre, bir adam Hz. Ali (r.a)’ye gelerek, “Sana sormak istediğim dört sualim var” demiş:
– “Vacip nedir? Vacipten evvel vacip nedir?
– Takın nedir? Takınden yakın nedir?
-Acaip nedir? Acaipten daha acaip nedir?
– Zor nedir? Zordan daha zor nedir?”
Hz. Ali (r.a) cevaben:
– “Tövbe etmek vaciptir, günahları terk ise ondan evvel vaciptir.
– Kıyamet yakındır, ölüm ondan daha yakındır.
– Dünya acaiptir, dünyayı sevmek ise ondan daha acaiptir.
– Kabir zordur, azıksız, amelsiz kabre girmek ondan daha zordur” buyurmuştur.
İmam-ı Azam, birinci vasiyetini ve bu vasiyetin gereğini beyan ettikten sonra ikinci vasiyetine şöyle başladı:
Oğlum!
✿ “Öğrenmek mecburiyetinde olduğun bir meseleyi bilmemeye devam ve ısrar etme. Muhtaç olduğun meseleyi öğrenmek maksadıyla bilginlere müracaat ederek öğren.”
✿ “İnsanlara karışmak bir şey ifade etmez, ancak sermayesi kîlukâl olan, hezeyan ve alay ifade eder. Sen insanlarla arkadaşlık yapma, meğerki ilim öğrenmek veya bir fena durumu ıslah için ola.”
✿ “Hiçbir şahısla fazla samimi olma, ancak din ve dünya işlerini yerine getirmekte samimi olup görüşebilirsin.”
✿ “Adaleti önce kendi sözünde, işinde, nefsinde tatbik et, adaletli ol.”
Hz. Ali (r.a) şöyle buyurdu
✿ “Adalet güzeldir. Lâkin emirlerde daha da güzeldir. Cömertlik güzeldir, lâkin zenginlerde daha da güzeldir. Sabır güzeldir, fakirlerde daha da güzeldir. Haya güzeldir, kadınlarda daha da güzeldir.”
✿ “Bir Müslüman hakkında da, bir zımmi Hristiyan veya Yahudi hakkında da, sözünle veya işinle düşmanca muamele etme.”
Eska oğlu Vasele, Peygamberimizden (s.a.s.) rivayet ettiği bir hadiste şöyle buyurmaktadır:
“Din kardeşine, uğradığı musibetten dolayı sevinme. Zira Allahu Teâlâ seni de aynı belaya uğratabilir.” Düşmanın Allah tarafından bir bela ile karşılaşırsa, sevinmen cidden çirkin olup doğru değildir. Ancak zalim olup başma gelen musibet onu zulümden vazgeçirir ve başkasına da ibret dersi olursa, mazlumların, zalimlerin zulmü gitti diyerek sevinmeleri caizdir.
✿ Cenab-ı Hakk’ın sana vermiş olduğu nzka, yaptığı taksimata rıza göster. Sana ayırdığı mal olsun, makam ve mansıp olsun hakkına razı ol.
✿ Darb-ı meselde varit olmuştur ki: “İnsanların hayırlısı kanaatkâr olanıdır. Fakrın en fenası, zenginlere yaltaklık (mü-dahane) etmektir.”
✿ Elinin altında mevcut olan rızkı, istikbalindeki durumunu nazarıitibara olarak tedbirli harca. Ta ki insanlardan müstağni olasm.
✿ Hiç kimseye muhtaç olmamak ve bu şekilde davranmak, israf etmemekle mümkün olur. Ne israf, ne cimrilik, her ikisi de beğenilmez.
✿ İnsanların tepeden hakaret edecek şekildeki bakışlarını üzerine çekme.
✿ Beş yüz bin hadis arasından seçmiş olduğum şu beş hadisle amel etmeni isterim:
✿ Amel ancak niyetledir. Ve bir kişiye ancak niyet ettiği vardır.
✿ Kişinin malayaniyi (manasız boş söz) terk etmesi İslamiyetinin güzelliğindendir.
✿ Kendi nefisiniz için istediğiniz ve sevdiğiniz şeyi, din kardeşiniz içinde istemedikçe hiçbiriniz tam iman etmiş sayılmazsınız.
✿ Şüphesiz helal açıktır, haram da açıktır. Allah güzeldir, tayyibtir, ancak hoş şeyi kabul eder.
✿ Müslüman, Müslümanlara eliyle ve diliyle zarar vermeyen kimsedir.
✿ Sen, Allah’ın azabından kork ve rahmetini um; havf ile reca (ümit ve korku) arasında ol. Fakat recan havfe galip gelsin.
✿ Sıhhatli olduğun halde, korku ve rahatlık arasında sabit ol. Cenab-ı Allah hakkında hüsnüzanda bulun.
Oğlum!
✿ Bozuk itikatli olanlardan uzak olmanı, kalb-i selim sahibi olarak ölmeni isterim.
✿ Şüphesiz Allah (c.c) Gafur ve Rahim’dir.
✿ Dünyalıklarına ve bulunduğun hâline güvenme! Çünkü Allah tüm bunlardan seni hesaba çekecektir.
✿ Ölümü çokça hatırla!
✿ Hocaların için dua ve istiğfarda bulun!
✿ Kabirleri, ilmi ile amel eden zatları ve mübarek yerleri çokça ziyaret et!
✿ Dine davetin dışında heva ve heves ehli ile düşüp kalkma! Oyun oynama! Sövüp sayma!
✿ Ezan okunduğunda hemen mescide koş!
✿ İnsanların sırlarını açığa vurma!
✿ Eşyalarını rastgele insanlara değil, güvendiğin kişilere teslim et! İşlerini de onlara gördür!
✿ Şu adinin bayağısı olan dünyayı hep hakir gör, geçici olduğunu aklından çıkarma! Allah katında olanın daha hayırlı ve daha kalıcı olduğunu unutma!
✿ Bir toplum seni öne geçirmedikçe ne namazda ne de başka işlerde onların önüne geçme!
✿ İlim meclislerinde kızma, kendini bilgisizlerle ölçme!
✿ Devlet başkanı sana bir mesele arz ettiğinde, söylediklerini kabul edeceğine kani olmadıkça o meseleyi çözmeyi kabul etme!
✿ Avamın (sıradan seviyesiz ve bilgisiz insanların) arasında, sorulmadan rastgele konuşma!
✿ Avamın ve tacirlerin yanında ilme ve dine ait olmayan sözlerden kaçın ki mala rağbet ve sevgin üzerinde durulmasın.
✿ Avam arasında ne gül ne de tebessüm et, yılışık olma!
✿ Gereksiz yere çarsıya – pazara sıkça çıkma!
✿ Olgunluğa erişmemiş yeni yetişmelerle çok konuşma, senli benli olma!
✿ Sokaklarda, mescitlerde yiyip içme! Yol kenarlarındaki çeşme ve sulardan su içme!
✿ Yol ortasında oturma. Yok illa da oturacaksan hiç olmazsa mescitlerde otur!
✿ Dükkânlarda oturma!
✿ İpek ve ipek karışımı elbiseleri giyme, ahmaklığa yol açar.