İslâm büyüklerinden birisi diyor ki:
“Namazlarını terk edenler” namazın insanoğluna farz derecesinde borç olduğuna inanmayan kimselerdir.
Din büyükleriden bir başkası diyor ki:
“Namazlarını terkedenler” namaz vakitleri gelince camiiye koşmayıp da Allah’ın öz evi olan mabedleri ıssız bırakan, harabeye çeviren bahtsız kimselerdir.
Bir başkası da diyor ki:
“Namazlarını terkedenler” namaz borcunu eksiksizce yerine getiren ve fakat sonra da ötekini berikini çekiştiren ve gösterişe sapan kimselerdir.
Yine din büyüklerinden biri diyor ki:
“Namazlarını terk edenler” namaz borcunu yerine getirirken onun şartlarını ve temel esaslarını yerine getirmeyenlerdir.
Bir diğeri de diyor ki:
“Namazlarını terk edenler” namaz kılarken vücutlarıyla yatıp kalkan, gönüllerinden ise başka şeyler geçirerek gaflet içinde namaz kılanlardır. Tefsir-i Kebir
Veheb İbn-i Münebbih diyor ki:
Gayya, Cehennemde pis ve kaynar sulu derin bir ırmaktır. Eğer ondan bu dünyaya bir damla damlatılsa bütün dünya varlıkları mahvolup gider.
Ibn-i Abbas diyor ki:
Gayya, Cehennem vadilerinden biridir ki, diğer vadiler her gün, günde bin defa, onun kaynar sıcaklığından Allah’a sığınırlar. İşte bu vadi, namazı terk edenlerle cemaate devam etmeyenler için hazırlanmıştır.
Ata diyor ki:
Gayya, Cehennemde öyle bir derenin adıdır ki, orada cehennemde yananların kanları ve İrinleri akmaktadır.
Ka’b diyor ki:
Gayya, öyle bir vadidir ki, yükselen ateş alevleriyle etrafa buğu saçmaktadır. İçinde de “Heybet” adı verilen bir kuyu bulunur. Cehennem sakinleşince bu kuyunun a-levleri yükselir.
Dahhâk diyor ki:
Gayya, hüsrana ve helâka uğramak demektir.