Câhiliye döneminde Hz. Peygamber’in kendisini dinlediği, tevhid inancına bağlı hatip ve şair. Belagatı ve etkileyici konuşmasıyla dikkatleri üzerine çekmiştir. Cahiliye döneminde yaşamış ve peygamberliğin nazil oluşundan birkaç yıl önce haberini vermiş, insanlara, gelecek olan peygambere iman etmeyi tavsiye etmiştir. Kuss Bin Saide,Arabistanın önemli kabilelerinden bir ileri gelen,dince de farklı anlayışa sahip bir kimse idi. İslam tarihinde yer almasının,bizim onu tanımamızın esas sebebi ise Ukaz Panayırı denilen yerde bir deve üzerine çıkarak halka vermiş oldugu meşhur vaazdır.
Ey halk! Geliniz, dinleyiniz, belleyiniz, ibret alınız. Yaşayan ölür, ölen fenâ bulur, olacak olur. Yağmur yağar, otlar biter. Çocuklar doğar, analarının babalarının yerini tutar. Sonra hepsi mahvolup gider. Vakaların ardı arkası kesilmez. Hemen birbirini doğurur.
Kulak veriniz, dikkat ediniz. Gökte haber var. Yerde ibret alacak şeyler var. Yeryüzü bir ferş-i eyvân, gökyüzü bir yüksek tavan. Yıldızlar yürür, denizler durur. Gelen kalmaz, giden gelmez. Acaba vardıkları yerden hoşnut olup da mı kalıyorlar, yoksa orada bırakılıp da uykuya mı dalıyorlar?
Yemin ederim, Allah’ın indinde bir din vardır ki, şimdi bulunduğunuz dinden daha sevgilidir. Ve Allah’ın bir gelecek peygamberi vardır ki ona iman edip, o dahi ona hidayet eyleye… Vay o bedbahta ki, ona isyan ve muhalefet eyleye. Yazıklar olsun ömürleri gaflet ile geçen ümmetlere!
“Ey mesut cemaat! Hani babalar atalar? Hani müzeyyen kâşaneler ve taştan evler yapan Âd ve Semüd? Hani dünya malına mağrur olup da kavmine “Ben sizin en büyük Rabbinizim!” diyen Firavun ile Nemrut? Onlar size nispetle daha zengin, kuvvet ve kudretçe sizden üstün değil miydiler?
Bu yer, onları değirmeninde öğüttü; toz etti, dağıttı.
Kemikleri bile çürüyüp gitti. Evleri yıkılıp kaldı. Yerlerini yurtlarını şimdi köpekler şenlendiriyor. Sakın onlar gibi gaflet etmeyin, onların yoluna gitmeyin.
Her şey fanidir, bâki ancak Cenab-ı Hak’tır ki birdir, şerik ve naziri yoktur. Tapılacak ancak odur. Doğmamış ve doğurmamıştır. Evvel gelip geçenlerde bize ibret olarak şey çoktur. Ölüm ırmağının girecek yerleri var ama çıkacak yerleri yoktur. Büyük, küçük hep göçüp gidiyor. Giden geri gelmiyor. Şunu sezdim ki, âmmeye (herkese) olan bana da olacaktır.”