Hak ve batıl kavgası bu
Uyduruk bir savaş değil
Kardeşimin gözünde
Parıldayan yaş değil
Sitemim var dağlar size
Ağladım sinenize
Dağlar dağlamış kalbimi
Yanıp sönen ateş değil
Dağlar anlamaz onları
Taşlar anlamaz onları
Evlerinde silah kadar
Kimseler sırdaş değil
Gece karanlıklar örter
Gündüz ateş barut bürür
Şehadet gömleği giymiş
Atlas değil kumaş değil
” Alaca karanlığın fecr adımıyla dağlardan yollardan kardeşlerimin bir bir,
şakaklarına dayanmış metalin soğuk lemasını duyarlar yüreklerin de belli ki;
postaldan yaraları sırıtır, yırtık dizleri göğerir pantolonların parçalanan yerlerinden baldırlarından;
ekin tarlasın da boy atmış yabani gelincikler gibi…
al al mor mor eflatun eflatun ve siyah,
elleri başlarından kenetlenmiş ,
gözlerinde bir ihanete kurban gitmenin tarifsiz hıncını ,soluya soluya inerler
kardeşlerini dağlardan…
ve yine gözlerinize sevdalarınıza dar gelmeyecek bir dünyanın hudutlarını
çizen kıvılcımlarla indirirler kardeşlerini
kardeşlerim ki dağlarda hakça bir düzenin adımları,ayak sesleri
sinsice sümbüller gibi insanların haykırışı
anne karnın da vurulan yavruların direnci
kandırılan kızların kini
aldatılan insanlığın yüz akıydılar
Kör olsun dağların gözü
Size de veyl dağlar
yar bildik sizi dost bildik
sığındık karanlık yamaçlarınıza
sevdalandık doruklarınıza bizden bildik,
yusufu saklayan kuyu ; yunusu gizleyen balık;
nuhu kurtaran gemi ; musaya açılan deniz;
İsa’ya açılan gök; yakubu örten gece bildik kendimize