Ve öyle salât et ki doldursun göğü ve yeri. Parlayan şimşeklerde buluttan boşanan yağmurlar gibi. Gerçi Allah bizzat kendisi salât etmiştir. Sana bu yeter. Melekleri de sana salât ve selam eder.
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın Adıyla
Sen bütün kusurlardan, noksan sıfatlardan, aczden ve şerikten münezzehsin. Senin övgünü ben ifade edemem, kemal sıfatlarını saymakla bitiremem. Sen ancak Furkan’ında kendi zatını övdüğün gibi ve Senin izninle Habibinin Seni övdüğü gibi ve Senin konuşturmanla bütün sanat eserlerinin Seni övdüğü gibi celal sahibi bir zatsın.
Sen bütün kusurlardan, noksan sıfatlardan, aczden ve şerikten münezzehsin. Biz Sana lâyık bir marifetle Seni tanıyamadık, ey bütün sanat eserlerinin mûcizeleriyle ve bütün mahlûkatının tavsifleriyle ve bütün varlıkların tarifleriyle ancak tarif edilen Mâruf!
Sen bütün kusurlardan, noksan sıfatlardan, aczden ve şerikten münezzehsin. Biz Sana lâyık bir zikirle Seni zikredemedik, ey bütün mahlûkatının lisanıyla ve kâinat kitabının kelimeleri olan bütün varlıkların nefisleriyle ve mahlûkatın olan bütün canlıların hayatlarıyla Sana tahiyyeleriyle ve bütün ağaç ve bitkilerin titreyerek zikretmekte olan bütün ölçülü yapraklarıyla zikredilen Mezkûr!
Sen bütün kusurlardan, noksan sıfatlardan, aczden ve şerikten münezzehsin. Biz Senin hak şükrünü edâ edemedik,
Ey herkesin gözü önündeki bütün ihsanlarının övgüleriyle ve kâinat çarşısındaki bütün nimetlerinin ilânlarıyla ve mahlûkatının gözü önündeki rahmet ve nimetinin bütün manzum meyveleriyle ve bütün ağaç ve bitkilerin dallarına dizilmiş bütün mevzun ve muntazam çiçek ve salkımların hamd etmeleriyle şükür ve senası ilân edilen Meşkûr!
Sen her kusurdan münezzehsin. Şanın ne büyük, delilin ne süslü ve ne kadar açık ve engindir Senin!
Sen bütün kusurlardan, noksan sıfatlardan, aczden ve şerikten münezzehsin. Biz Sana lâyık bir ibadetle kulluk edemedik, ey gayet mükemmel bir şekilde itaat, imtisal, intizam, ittifak ve iştiyak içinde ibadet eden bütün meleklerin ve bütün canlıların ve bütün unsurların ve mahlûkatın Mâbudu!
Sen bütün kusurlardan, noksan sıfatlardan, aczden ve şerikten münezzehsin. Biz Sana lâyık bir tesbihle Seni tesbih edip kusur ve noksanlardan uzak gösteremedik, ey “Kendisini hamd ile tesbih etmeyen hiçbir varlık bulunmayan ve yedi gök ve yer ve içindekiler tarafından tesbih edilen” Zât!. Gök ve yer, bütün sanat eserlerinin bütün tesbihleriyle ve bütün mahlûkatının bütün hamdleriyle, Seni hamdinle tesbih eder.
Sen bütün kusurlardan, noksan sıfatlardan, aczden ve şerikten münezzehsin. Yer ve gök, bütün peygamberlerinin ve bütün velîlerin ve bütün meleklerinin bütün tesbihleriyle Seni hamdinle tesbih eder.
Sen bütün kusurlardan, noksan sıfatlardan, aczden ve şerikten münezzehsin. Kâinat, Habib-i Ekrem’inin bütün tesbihleriyle ve Resul-ü A’zam’ının ettiği bütün hamdleriyle Seni hamdinle tesbih eder.
Sen bütün kusurlardan, noksan sıfatlardan, aczden ve şerikten münezzeh öyle bir haşmet sahibi bir zatsın ki, Muhammed Aleyhissalâtü Vesselâmın tesbihlerinin sadalarıyla bu kâinat Seni hamd ile tesbih eder. Evet, tesbihlerinin sadalarıyla asırları dalga dalga ve milletleri bölük bölük çınlatan odur. Allah’ım, Muhammed Aleyhissalâtü Vesselâmın tesbihat sadalarını, kıyamet gününe kadar kâinatın sayfalarında ve zamanın yapraklarında dâim kıl.
Sen bütün kusurlardan, noksan sıfatlardan, aczden ve şerikten münezzeh öyle Zat-ı Zülcelalsin ki, Muhammed Aleyhissalâtü Vesselâmın yolunun eserleriyle dünya Seni hamd ile tesbih eder.
Allah’ım, Muhammed Aleyhissalâtü Vesselâmın diyanetinin eserleriyle dünyayı kıyamet gününe kadar müzeyyen kıl.
Sen bütün kusurlardan, noksan sıfatlardan, aczden ve şerikten münezzeh öyle Zat-ı Zülcelalsin ki, Muhammed Aleyhissalâtü Vesselâmın lisanıyla dünya Senin büyük kudret arşının altında daima secde ederek Seni hamd ile tesbih eder. Allah’ım, dünyayı baştanbaşa kıyamet ve diriliş gününe kadar Muhammed Aleyhissalâtü Vesselâmın lisanıyla, hep böyle konuştur.
Sen bütün kusurlardan, noksan sıfatlardan, aczden ve şerikten münezzeh öyle bir Zat-ı Zülcelalsin ki, her yerde ve her zamanda bütün mü’min erkekler ve bütün mü’min kadınlar, Muhammed Aleyhissalâtü Vesselâmın lisanıyla seni hamd ile tesbih eder. Allah’ım, erkek ve kadın bütün mü’minleri, Muhammed Aleyhissalâtü Vesselâmın tesbihlerinin sadalarıyla kıyamet gününe kadar hep böyle konuştur.
İlahi,
İki dünyanın hayatı elimden kaçsa ve bütün kâinat düşman kesilip beni terk etse, benim yine gam çekmemem gerekir; çünkü Sen benim Rabbim ve yaratıcım ve İlahımsın. Ve benim, nihayetsiz isyanımla ve sair şeref vesilelerine gayet derecede uzaklığımla beraber, Senin mahlûkun ve bir sanat eserin olmam sebebiyle, yaratılış ve sanat açısından seninle benim aramda bir bağ var. İşte, ben de, Senin mahlûkunun lisanıyla Sana tazarru ve niyazda bulunuyorum, ey beni yaratan yaratıcım, ey beni terbiye eden Rabbim, ey rızkımı veren Razıkım ve beni bu şekil ve surette var eden Musavvir’im ve ey ibadetlerimi yalnız kendisine takdim ettiğim İlahım,
Güzel isimlerinin hürmetine, İsm-i Âzamın hürmetine, Furkan-ı Hakimin hürmetine, Habib-i Ekremin hürmetine, Kelam-ı Kadimin hürmetine, Arş-ı Âzamın hürmetine, milyonlar Kul hüvallahü ehad hürmetine senden talep ediyorum, bana merhamet et. Ey Allah, ey Rahman, ey Hannan, ey Mennan, ey Deyyan. Beni bağışla, ey Gaffar, ey Settar, ey Tevvab, ey Vehhab. Beni affet ey Vedud, ey Rauf, ey Afüvv, ey Gafur. Bana lütufta bulun, ey Latif, ey Habir, ey Semi’, ey Basir.
Günahlarımı sil, ey Halim, ey Alim, ey Kerim, ey Rahim.
Bizi yolun doğrusuna ilet, ey Rab, ey Samed, ey Hadi.
Fazlınla bana cömertçe ihsanlarda bulun, ey Bedi’, ey Baki, ey Adl, ey Hu.
Kalbimi ve kabrimi iman ve Kur’an nuruyla nurlandır, ey Nur, ey Hak, ey Hayy, ey Kayyum, ey Malike’l-Mülk, ey Celali ve İkram sahibi, ey Evvel, ey Âhir, ey Zahir, ey Batın, ey Kavi, ey Kadir, yey Mevla, ey Gafir, ey Erhame’r-
Rahimin.
Kur’an’daki İsm-i Âzamın hürmetine ve âlem kitabındaki büyük sırrın olan Muhammed Aleyhissalatü Vesselam hürmetine, güzel isimlerinden, bu duayı sanki kabrimin tavanı yapıp, bu esmayı da ruhuma hakikat güneşinden şualar saçan pencere haline getirecek şekilde, kalbime ve kalıbıma ve kabrimde ruhuma İsm-i Âzamın nurlarını saçan pencere açmanı istiyorum.