Yâ îlâhî! Azığı az olan şu garîbe lutfunla bol bol îhsanda bulun.
Ey Celîl olan Allahım, îflas etmîş olan bu kulun kapına sıdk île gelmîştîr. Onun günahı çok büyük bîr günahtır, Sen o büyük günahı mağfîret eyle. O, garîp bîr şahıstır, günahkârdır, zelîl bîr kuldur. Ondan; îsyan, unutma, hata üstüne hata sâdır olmaktadır, Sen’den îse, bol bol verdîkten sonra bîr de îhsan ve îkrâm zuhûr eder. O der kî: Yâ Rabbî! Günahlarım kumlar gîbî sayısızdır. Bütün günahlarımı affeyle, hatalarımı güzel bîr şekîlde gîzle, görmezden gelîver. Yâ îlâhî! Benîm hâlîm ne olacak, hayırlı bîr amelîm yok?! Kötü amellerîm pek çok, tâat ve îbadet azığım îse azın azı.
Bütün dertlerden kurtararak bana âfîyet ver, her türlü îhtîyacımı gîder.
Benîm hasta bîr kalbîm var, Sen îse hastalara şîfâ verensîn.
Yâ Rabbî! Benîm hakkımda ateşe: Serîn ve selâmet ol! de.
Hz. Halîl hakkında: Ey ateş, serîn ve selâmet ol, dedîk” buyurduğun gîbî.
Uyan ey gözlerîm gafletten uyan
Uyan uykusu çok gözlerîm uyan
Azraîl’în kastı canadır înan
Uyan ey gözlerîm gafletten uyan
Uyan uykusu çok gözlerîm uyan
Seherde uyanır cümle kuşlar,
Kendî dîllerînce tesbîhe başlar,
Tevhîd eyler dağlar, taşlar, ağaçlar,
Uyan ey gözlerîm gafletten uyan,
Uyan uykusu çok gözlerîm uyan.
Sen Şâfî (Şîfâ veren)’sîn, Sen Kâfî’sîn bütün mühîm îşlerde.
Sen benîm Rabbîm’sîn, Sen her hususta bana yetersîn, Sen benîm îçîn ne güzel
bîr Vekîl’sîn.
Ey Rabbîm, îhsân hazînelerînden bana bol bol îkramda bulun, zîra Sen çokça
veren ve nîhayetsîz kerem sahîbîsîn,
Kalbîmden geçenlerî îhsân eyle, bana en güzel şekîlde hayır yollarını
göster.
Cennetîne koyarak bîzlere büyük bîr saltanat ver ve böylece bütün
korktuğumuz şeylerden bîzî kurtar,
Semavatın kapıların açarlar
Mü’mînlere rahmet suyun saçarlar
Seherde kalkana hulle bîçerler
Uyan ey gözlerîm gafletten uyan,
Uyan uykusu çok gözlerîm uyan.
Benîm Murad kulun suçumu affet
Suçumu bağışlayıp günahım ref’et
Resulün sancağı dîbînde haşret
Uyan ey gözlerîm gafletten uyan,
Uyan uykusu çok gözlerîm uyan
Ey Rabbîmîz, Sen kâdî (hâkîm), münâdî de Cebrâîl olduğu gün.
Nerede Mûsâ, nerede Îsâ, nerede Yahyâ, nerede Nûh?
Sen ey Sıddîk, îsyankâr âsî! Celîl olan Mevlâ’ya tevbe et ve bütün
varlığınla Ona yönel.