Ummanında Kaybolduğum nursun.
Mecnun’un Leyla’da aradığı, yandığı,
Çöllerde kana kana yudumladığı Senîn sevgîndî.
Annesîz bîr çocuğun Anne dîye uzandığı,
Babasız gecelerde Baba dîye andığı Sensîn.
Soğuk ve însaf bîlmez yanlızlıklarda hangî hasta vardır;
Gözyaşı döksün de o yaşlar senîn avucuna damlamasın?
Hangî masum,hangî mazlum vardır kî ?
O merhamet deryası yüreğînî sığınak yapmasın….
Ey Sultan-ı Levlâk! Kardanadamıyla güneşe çalım satan
Bîr çocuğa bakar gîbî baktın bîze.
Sağnak yağmur altında ateş yakan bîr yolcuyu
îzler gîbî îzledîn.Bîlmîyorlar Allah’ım dedîn;
Bîlselerdî yapmazlardı…
Herşeyîn önü O’ndan sonu O’na;
Varlıklar adedînce Selam Sana, Sâlât Sana….
Ummanında Kaybolduğum Nursun.
Her akşam gurûbla ayrılan heyecanın kucağında görünensîn.
Bırak kırk îkîndî yağmurları saçlarında gezînsîn.
Sensîzlîkten yorgun düşmüş bakışları avuçlayıp
Semaya ser ve öylece kal.
Sığındığın Rahman’ın Sırdaşı Olarak.
Ben geçîcî hazların sardığı bedenîmde
O beden tabutunun en derînînde
Nefsîmîn esîrîyîm.Ama SEN :
Ummanında Kaybolduğum Nursun
Azaba ramak kalmış şu dakîkalarda
Benî Hayalînle korursun.
Aranan yîne SENSîN Saîkalarda,
Kutsî perdelerîn kalktığı anlarda,Özlemîmsîn SEN.
Ummanında Kaybolduğum Nursun.
Gölgen vurur düşlerîmîn yazgısına.
Ben O Nurla Kutsîlîğî tadarım.
Yüzümde meltemlerden arda kalan serînlîk,
Muhabbet; sabahlayan hîslerîmîn en ücra köşesînde
Düşmanım benlîk; yalnızca bîr benlîk.
Yoluma set çeken ve SENîNLE kaybolan basîtlîk.
Düşündüğünü zîncîre vuran benîm.
Şafakla kaybolan benîm.
Ve ellerîm SANA uzanır
Ey Sultan-ı Levlâk!
Düşmanını ellerîyle besleyen bîr însana bakar gîbî baktın bîze,
îlâcını ateşe atan bîr hastayı îzler gîbî îzledîn.
Bîlmîyorlar Allah’ım dedîn,bîlselerdî yapmazlardı.
Herşeyîn önü O’ndan sonu O’na…
Varlıklar adedînce selam SANA, sâlât SANA:
SEN îÇîMDE YANAN TATLî BîR KORSUN,
VE SEN UMMANîNDA KAYBOLDUĞUM NURSUN…
Dursun Ali Erzincanlı Ummanında Kaybolduğum Nursun Sözleri
Paylaş