You, you’re not aware
That we’re aware
Of your despair
Don’t show your tears
To your oppressor
Don’t show your tears
Sen, sen bizim senin umutsuzluğundan
Haberdar olduğumuzdan haberdar değilsin
Gözyaşlarını sana eziyet edene gösterme
Gözyaşlarını gösterme
Try not to cry little one
You’re not alone
I’ll stand by you
Try not to cry little one
My heart is your stone
I’ll throw with you
Ağlamamaya çalış küçüğüm
Yalnız değilsin
Ben yanıbaşında olacağım
Ağlamamaya çalış küçüğüm
Kalbim senin taşındır
Onu seninle beraber atacağım
Isam:
‘Ayn Jalut where David slew Goliath
This very same place that we be at
Passing through the sands of times
This land’s been the victim of countless crimes
From Crusaders and Mongols
to the present aggression
Then the Franks, now even a crueller oppression
If these walls could speak,
imagine what would they say
For me in this path that I walk on
there’s only one way
Bullets may kill, bones may break
Still I throw stones like David before me and I say
David’in Goliath’ı öldürdüğü yer, Ayn Jalut
Bu, bulunduğumuz ile aynı yer
Zamanın kumları arasından geliyor
Bu topraklar sayısız suçun kurbanı olmustur
Crusader’ler ve Mongol’lardan
Bugünkü saldırılara kadar
Sonra Frenkler, şimdi daha da dayanılmaz olan eziyetler
Eğer bu duvarlar konuşabilseydi
Hayal et, ne söylerlerdi
Benim için, yürüdüğümden başka bir yol yok
Mermiler öldürür, kemikler kırılır
Hala benden önceki Davidin yaptığı gibi taş atıyorum ve diyorum ki
Try not to cry little one
You’re not alone
I’ll stand by you
Try not to cry little one
My heart is your stone
I’ll throw with you
Ağlamamaya çalış küçüğüm
Yalnız değilsin
Ben yanıbaşında olacağım
Ağlamamaya çalış küçüğüm
Kalbim senin taşındır
Onu seninle beraber atacağım
Lenny:
No llores, no pierdas la fe
La sed la calma el que haze
Agua de la arena
Y tu que te levantas con orgullo entre las piedras
Haz hecho mares de este polvo
Ağlama, imanını kaybetme
Kumlardan suyu dışarı çıkartan
Susuzluğu giderendir
Ve taşlar arasında gururla yükselen sen
Bu tozlardan okyanusu yaptın
Waqas:
I throw stones at my eyes
’cause for way too long they’ve been dry
Plus they see what they shouldn’t from oppressed babies to thighs
I throw stones at my tongue
’cause it should really keep its peace
I throw stones at my feet
’cause they stray and lead to defeat
A couple of big ones at my heart
’cause the thing is freezing cold
But my nafs is still alive
and kicking unstoppable and on a roll
I throw bricks at the devil so I’ll be sure to hit him
But first at the man in the mirror
so I can chase out the venom
Gözümle taş atıyorum
Gözyaşlarımın kuruduğu o uzun zamandan beri
Ayrıca onlar eziyet görmüş bebeklerden ne yapmamaları gerektiğini anlarlar)
Dilimle taş atıyorum
O kendi huzurunu kendisi korusun diye
Ayaklarımla taş atıyorum
Yoldan çıkıp bozguna uğramaya neden olurlar diye
Kalbimdeki, soğuktan donan bir çift büyük
Ama nefsim hala yaşıyor
Durdurulamaz biçimde tekmeler atıyor ve yuvarlanıyor
Şeytana tuğlalar atıyorum, böylece isabet ettirdiğimden emin olacağım
Ama önce aynadaki adama
Böylece kini nefreti kovabileceğim
Isam:
Hmm, a little boy shot in the head
Just another kid sent out to get some bread
Not the first murder nor the last
Again and again a repetition of the past
Since the very first day same story
Young ones, old ones, some glory
How can it be, has the whole world turned blind?
Or is it just ’cause it’s only affecting my kind?!
If these walls could speak,
imagine what would they say
For me in this path that I walk on
there’s only one way
Bullets may kill, bones may break
Still I throw stones like David before me and I say
Ah, küçük bir çocuk başından vuruldu
Biraz ekmek için dışarıya gönderilen bir çocuk daha
Ne ilk ne de son cinayet
Yine ve yeniden geçmişin tekrarı
İlk günden beri aynı hikaye
Gençler, yaşlılar biraz ün
Bu nasıl olabilir ? Bütün dünya kör mü oldu ?
Yoksa bu sadece benim gibileri mi etkiliyor ?
Eğer bu duvarlar konuşabilselerdi
Hayal et, ne söylerlerdi
Benim için, yürüdüğümden başka bir yol yok
Mermiler öldürür, kemikler kırılır
Hala benden önceki Davidin yaptığı gibi taş atıyorum ve diyorum ki
Try not to cry little one
You’re not alone
I’ll stand by you
Try not to cry little one
My heart is your stone
I’ll throw with you
Ağlamamaya çalış küçüğüm
Yalnız değilsin
Ben yanıbaşında olacağım
Ağlamamaya çalış küçüğüm
Kalbim senin taşındır
Onu seninle beraber atacağım