Fahr-i âlem göç eyledi dünyâdan
Ümmetlerim size olsun elveda
Bize gel oldu ol yüce Mevlâdan
Ashâblarım size olsun elveda
Bûnu dedi yaşlar doldu gözüne
Bir figândır düşdü halkın özüne
Hasan’le Hüseyn’i almış dizine
Kuzularım size olsun elveda
Çağırın Bilâlı gelsin yânıma
Yükümü yükledim bindim âtıma
Helâlım Âişe kızım Fâtıma
Ehl-i beytim size olsun elveda
Ebû Bekre eder ey pir-i fani
Veren alıı^imiş bu tatlı cânî
Firdevs-i âlâda bulun siz beni
Ashâblarım size olsun elveda
Cebrail geldikte Hakk’dan emn-ile
Gelmiş idi onda Azrail bile
Taşradan içeriye kıldı nida
Dedi kim yâ ehl-i beyt-i Mustafâ
İzniniz var mı içeriye girmeye
Ol münevver hûb cemâlî görmeye
Ol vakit dedi Resûl-i müctcbâ
Ey emîn hoş geldin imdi merhaba
Fâtıma âh ıdüp anda ağladı
Babasının boynuna el bağladı
Ağlayüben dedi ey canım baba
Gönlümün sultânı cânânım baba
Ölme sen senin-için ben öleyim
Sen sağ-ol ben sana feurban-olayım
Mustafâ dedi Fâtıma canım benim
Sil yaşını ağlama câmm benim
Câm-ı mevti sunan öldür Âdeme
Nâr-i firkat saçan öldür âleme
Ol gelendir îden oğullar yetim
Canlar alûb tenleri kılan remîm
yüzleri gül dilleri bülbülleri
Tûtî gibi ol güzel oğulları
Ayırandır oğlu kîzî anadan
Bağrı bâşî yüreğini kaniden
Mahveder nûrunu şehlâ gözlerin
Hem sarardır benzin ol gül yüzlerin
Alır ananın gelinlik kızların
Kalır analar döverek dizlerin
Firkat odiyle yakar kardeşleri
Acı eder, tatlı tatlı aşları
Geldi Azrail Resûlün yânına
Kasd kıldı almakÂçün cânına
Sundu elin kim Resule yapışa
Nûrvoldu Muhammed Mustafa baştan başa
Nur içinde geldi bir âvâz âna
Sen mi verdin Yâ Melek canı bana
Hakk Teâlâdan nida geldi hemîn
Geri dur sen dedi Rabbül âlemîn
O benimdir ben ânınam yâ melek
Ânın çün devreder çarh-ı felek
Geçirdi Hakk cemâlinden nikâb
Hoş tecelli eyleyüb kalkdı hicâb
Kudretinin elini açdı ana
Yâ Muhammed dedi gel benden yâna
Dedi kim ashaba ol Hayrül -enam
Ümmetime kılasız benden selâm
Ey beni cân-ile seuen ümmetim
Hem seve cânı gibi her sünnetim
He işi ashaba tâlim-eyledi
Dahî cânın Hafefe’a teslim-eyledi
Aşkile Allâh dedi bir gez hemân
Cân âşık oldu mâşûkâ revân
Çün sefer kıldı cihândan
Mustafâ Dünyâdan hiç kimse ummasın vefâ
Her nedenlü çok yaşarsa bir kişi
Âkibet ölmekdürür ânın işi
Ol Muhammed hürmeti-çün ey
Hudâ Eyleme bizi Muhammed’den cüdâ
Bize ânın izzet-ile izzet-et
Fazlın ile cümlemize rahmet-et
Hem Süleymân-ı fakire rahmet-et
Yoldaşın îmân, makâmm cennet-et
Tanrıdan yüzbin tehıyyât-ü selâm Ol
Resûlün rûhuna her subh-u şâm
Olsun âline dahî ashâbma
Tâbiîn, ensâr-ü hem ahbâbma
Ümmetinden râzî olsun ol Muîn
Rahmetüllâhi aleyhim ecmeîn.
Not: Vefât bölümü okunmak istendiğinde mevlidin en sonunda okunmalı. Bazı nâ ehil kimseler, önce vefatı okuyup cemâati ağlatmak sevdasına düşüyor. Bu çok büyük bir bilgisizlik ve çok büyük ayıptır. Doğum olmadan, mirâc olmadan vefât etmek hiç bir akim alacağı iş değildir.