Paylaş
Uyan be hey gafil hab-ı gafletden
Ömrün gelip geçti haberin var mı
Bir ibret aldın mı sırr-ı hılkatden
Mürg-i cânm uçtu; haberin var mı?
Bu dar-ı rıhlattır; bunda kalınmaz
Hem sonu fenadır, murâd alınmaz.
Kafile kalkınca geri dönülmez.
Kervan başm göçtü; haberin var mı?
Azığın var mıdır yola gitmeğe?
Döşeğin hazır mı varup yatmağa?
Ejderler gibi dem çekip yutmağa,
Toprak ağzın açmış, haberin var mı?
Masiyet yükünü aldın boynuna,
Hiç ölüm korkusu gelmez aynına.
Felek birkaç arşın bezden eğnine,
Yakasız don biçer haberin var mı?
Derviş Hikmet senden evvel gelenler,
Kimi kul kimisi sultan olanlar;
Dünyâ benim mülküm deyip gezenler
Ecel camın içmiş haberin var mı?