I got misled, mistook, discard (Yanıldım, yanlış anladım, kurtuldum
Anything that I said Hiçbir şey söylemedim
See I’m not the type to call you up drunk Anla sarhoş olunca seni arayacak tip değilim
But I’ve got some lies to tell Ama söylemek için bazı yalanlarım var)
She hates her work but loves to flirt (İşten nefret ediyor ama flörtü seviyor
It’s a shame, she don’t work with me ayıp, o benimle çalışmıyor
She gets uptight, don’t like when I’mgone Sinirleniyor, ben gittiğimde sevmiyorum
But she won’t let on to me o gitmeme izin vermiyor)
I said, “I’m only looking out for you.”
She said, “It’s obvious that’s a lie.
But I only ever put out for you,
You know it’s obvious you don’t try.”
(“Sadece senin için dışarıya bakıyordum” dedim
“Apaçık bir yalan ama sadece senin için yaptım biliyorsun bariz sen hiç denemedin” dedi)
I got mistook and took dissent (Yanlış anladım ve muhalefet oldum
And it’s not as if you didn’t notice ve fark etmediğin gibi değil
But I tried to steer you clear of this place seni bu yerden uzak tutmaya çalıştım
And I wound up with nothing to show for it ve ona göstermek için bir şey bulamadım)
She said, “You never got that from me.” (“Benden asla almadın” dedi
Oh, but I said, “You got that look from me.” oh ama ben “Bana bir baksana” dedim)
I said, “I’m only looking out for you.”
She said, “It’s obvious that’s a lie.
But I only ever put out for you,
You know it’s obvious you don’t try.
(“Sadece senin için dışarıya bakıyordum” dedim
“Apaçık bir yalan ama sadece senin için yaptım biliyorsun bariz sen hiç denemedin” dedi)