Türbe; Musalla mezarlığının içinde ve Şüca-üddin türbesinin güney batısında, yıkılan Şeyh Sadaka türbesinin um önündedir. Türbe gayr-i muntazam taşla, sağır ve küçük kubbesi tuğla ile yapılmıştır. Kubbenin üstünde ikişer tuğladan çıkartma şeklinde yapılmış süsler vardır. Bina küçük olmakla beraber Selçuk devrinin bütün hususiyetlerini muhafaza etmektedir, içinde bir sanduka ve kitabe kalmamıştır. Kapısı kuzeye açılır. Türbeden dışarıya birisi kapısının sağından kuzeye, diğeri de batıya iki pençere açılır. Ben bu türbenin Evhad-ed-din’i Kirmani’ye ait olduğunu tahmin ediyorum. Şimalinde de şeyh Sadaka’nın türbe ve zaviyesi vardı.
Konya vakıflar umum müdürlüğünde 3520 umumi ve 36 yaprak numaralı bir kayıdda dört tarafı kabristanla çevrilmiş bir KİRMANÎ TEKKESİ görüyoruz. Musalla mezarlığının doğu kuzeyi Selçuklular zamanında Konya’nın en meşhur semtierin-dendi. Bayram yeri denilen Meydan (Şimdiki namazgah ) burada idi. Konya Kadısı Ürmiye’li Sirac-üd-din’in burada bağı vardı. Kendisi bu bağının kenarındaki türbesine gömülmüştü. Bu türbe bayram yerinin kapı önlerine rastlardı. Cevheri’nin mezarı da burada idi.
Şeyh Sadaka’nın evi ve zâviyesi burada idi. Evhad-ed-din’i Kirmanı Sadr-ed-din’i Konevî’nin hocası ve mürşidi İdi. Kendisinden 16 sene ders ve feyz almıştı. Sadr-ed-din’i Konevî derdi ki : ( Ben, iki dananın sütlerini emmişim. Biri Şeyh Muhyiddin-i Arabi ve biri Hazrct-i Şeyh Evhadeddini Kirman!
RAĞAİB-ÜL-MENAKİP sahibi; Evhad-ed-dİn’i Kİrmanİ’nin musallamda medfun olduğunu da açıkça yazıyor.
(Kayseriye kitabeleri) müellifi KAYSERİ’deki KÖŞK MEDRESEYİ yazarken burasının Evhad od-din-i Kirman! sofileri için hanıkâh olarak yapıldığım* hatta Evhadeddin’in de bu civarda medfun olduğunu rivayet ediliyor. kabrinin malûm olmadığını söylüyor. Evliya çalebi’nin Evhad-ed-dını kirmanî’yi 397 de ölmüş gibi göstermesi doğru değildir. Kirmaninin mezar taşı vc türbesinin üstündeki kitabe gaip olduğu için ölüm tarihini kat‘i olarak tespit edemiyoruz. NEFEHATÜLÜNS de ölüm tarihini yazmıyor.
Gevrek isminde bi ayyaş gerek Şeyh Sadaka’nın ve gerekse Kirmanî’nin türbelerini bir zamanlar ikametgâh gibi kullandığı ve kendisi gibi serhoşları ve esrarkeşleri buraya topladığı için O vakit türbedeki taşlan yok etmiş olması çok muhtemeldir.
Mevlâna Celâleddini Rumî Şamda iken Şems-ed-din-i Tebrizî, Muhyiddin-i Arabî, Sa’deddini Hamevî, Şeyh Osman-ı Rumî, Sadr-ed-din-i Konevî gibi Evhad-ed-din-i Kirmanî ile de sık sık görüşürdü.
Şeyh Sadr-ed-din-i Konevî câmi’inin batı güneyinde eski Sadreddini Konevî medresesinin kıble tarafındaki şedde de halk; kirmanî mezarlığı derler.
Şeyh Sadreddin-i Konevî ölmeden evvel kendisine Evhadeddin-i Kirmanî tarafından hediye edilen Seccadenin mezarı üstüne örtülmesini vasiyet etmişlerdi.