1944 Yılı Ekim ayında Kavak köyü, Hatunsaray, Gömse ve çevrelerinde incelemeler yaparken Kavak köyü câmiinin yazlık kısmının mihrabının sağ tarafına yerleştirilmiş akmermerden 0,67X0,57 metre ebadında kitabeli bir taş buldum. Müzeler umum müdürüne bildirdim. Bir mecmuada, 1946 yılında da ( Akşehir ) adlı kitabımda neşrettim.
Kitabeyi çok gayr-i müsaid şartlar altında, kısa bir zamanda kopye ettiğim için beşinci satırının kelimelerinde bazı takdim ve tehirler olabilir.
Seyf-ed-din’den sonraki kelimenin üçüncü harfinin ve bir kelime sonraki kelimenin birinci harfinin noktaları yoktur. Ben birincisini ( ULUĞ ) İkincisini ( Beğ ) okudum ve öyle noktaladım.
1960 yılında kitabenin yerinden sökülerek KONYA müzesine nakledildiğini öğrendim.
Bunu (Mevlâna Şehri Konya) kitabı da bazı atlamalarla ve hatalarla neş-retmiştir. Uluğ ve beğ kelimelerini hiç yazmamıştır.
Kitabeye göre bu Rıbatı – Kervansarayı 612 yılı Rebiülevvel ayının başlarında Keykâvus’un hükümdarlığı yıllarında Seyf-eddin Ullığ vali bey Ferruh yaptırmıştır.
(Uluğ) büyük, çok büyük anlamına gelen türkçe bir kelimedir. Gar^ Türkçesinde (Ulu) şeklinde kullanılır. Bazen (Kutluğ) vasfı ile beraber yazılır (1). ihtiram mânâsmış taşır. (Uluğ) valinin sıfatıdır. (Büyük Vali) mâ-nasmadır. BuTgibi valilere klâsik eserlerde (Val-il-vülat) ( Valiler valisi ) de denilir. Konya Selçukîlerinde de valiler, büyük valiler vardı. Seyf-ed-din Ferruh’unjia bir büyük vali olduğu anlaşılmaktadır. Hangi ucun valisi olduğu, nerede ve ne vakitte öldüğü, nerede gömülü olduğu hakkında henüz elimize bir vesika geçmedi.
Ben bu kitabeli taşın GÖMSE KÖPRÜSÜ başındaki kervansaraydan getirildiğini sanıyorum.
Çok eski olan ELİKESÎK ve PAMUKÇU han ve kervansarayları buraya uzak öldükleri için, taşın; 45 dakikalık bir yerdeki GÖMSE kervansarayından getirilmiş olması doğruya en yakın bir tahmindir.