Türbe; Konyanın güneyinde Uluırmak bağları ile Karaarslan köyü arasında ve Karaarslana giderken yolun solundadır. Türbenin doğusundan dere geçer. Diğer taraflarını da Hocaların Alinin tarlası sarar.
Türbenin yalnız bodrum katı ile şimal divan ayakta kalmıştır. Türbenin cephesi batıya doğrudur. Bodrum katının kapısı da batıya açılır. Bodrum katının içinden eni 4,60 boyu 7,40 metredir. Türbenin dışarıdan boyu 9,35 eni 7,30 metredir.
Bodrumun üstü tuğla beşik örtüsüdür. Türbenin dıvarlarmm alt kısmı ile cephesi iri muntazam kesme taşla, üst tarafları tuğla ile yapılmıştır.
Asıl türbenin üst katınmda beşik örtüsü olduğu dıvardaki kemer tırnaklarından anlaşılmaktadır. Bir çok belirtilerden öğreniyoruz ki türbe; GÖMEÇ ANA ve HOCA FAKÎH’deki münhedim ŞEKER FÜRÜŞ TÜRBE’leri tipinde idi. Kuzeyinde bir mescidin bulunduğunu da inşa tarzı bize söylemektedir. Mihrabın yeri hâlâ bellidir.
Mihrabın solunda bodrum katının fena havasını dışarıya çıkaran kûuk menfezler görülmektedir. Bu semtte doğup büyüyen 70-80 yaşındaki Kon-yalılar Türbenin mâmur olduğunu bilmiyorlar. Babaları da bilmiyorlarmış.
Türbenin halk arasındaki adı (SELİM SULTAR TEKKESİ) dir.
İnşa tarzından ve malezimesinden bunun 7 nci hicret asrına ait Selçuk eseri olduğu anlaşılmaktadır. İçinde tek bir merkad vardır. Türbe seneler-denberi bu civarda yapılan köprülere taş ocağı olmuştur.
Çok muvaffak bir mimarî eser olan türbenin ayakta kalan parçalarının iyi muhafaza edilmesi lâzımdır. Türbenin vaktiyle çini ile süslü olduğunu gösteren bazı belirtiler vardır. Hiç bir yerinde inşa tarihi, bânisi, ölüm tarihi ve mimarını gösteren bir kitabe yoktur.
Fâtih’in (881 H. 1476 M.) tarihli KONYA evkafının ve mâlikâneleri-nin sayım defterinde Gühertaş evkafına ve mâlikânelerine rastlıyamıyoruz. II. Bayezid adına yapılan KONYA sayım defterinde bu türbe hakkında şu kaydı görüyoruz :
(Vakf-ı Görhane-i Gühertaş Der civar-ı Karaarslan tarik-i Konya Ber muceb-i mektub-i kadı der tasarruf-i Mevlâna Muslih-üd-din Zemin dernezd’i Aymanos = I Tabi-i Konya) Farsça (GÖR) Mezar, Kabir anlamınadır (Görhane) mezarı ihtiva eden ev türbe demektir. ( Görabe ) de böyledir. Kubbeli türbeye derler
Yine bu defterde Musalladaki GÖMEÇ HATUN TÜRBESİ’ne de (Gor-hane’i Gömeç ana) denildiğini eski vesikalara dayanarak yazmıştık.
ANKARA kuyud-ı hâkaniye arşivinde bulunan 255 numaralı ve 906 tarihli KONYA defterinde Konyanın Sahra nahiyesine bağlı Karaarslan köyü yazılırken deniliyor ki : (Karye-i Karaarslan maa zemin-i Gühertaş vakf-i türbe i celâliye) (S. 31) yine bu kayıtlardan öğreniyoruzki GÜHERTAŞ TÜRBESİ; KARAARSLAN civarındadır. II. Bayezid zamanında Mevlâna Müslihüddin; türbenin mütevelli ve türbedarı idi.
Aymanastaki bir tarla da bu türbeye gelir olarak vakfedilmişti.
Gühertaş; Karaarslan civarında kendi adıyla anılan tarlasını da Mevlâna Celâl-ed-din-i Rumî türbesine vakfetmişti.
(Güher ) Farsça (Cevher) mânasına (Gevher) in hafifletilmiş şeklidir. Yukarıya naklettiğimiz vesikalarda ve Mevlâna’nın mektuplarında (Gühertaş) şeklinde yazılmıştır. Yalnız biz bir yerde (GÜHERTAÇ) ve bir yerde de ( GEVHERTAŞLU) şeklinde yazıldığına rastladık.
Ibn-i Bibi tercümesinde yapılan bir notta. Matbu Divan-ı Sultan Veledin 226 ncı sahifesindeki bir gazele göre Dış Karaarslan köyü Gühertaş Bedreddin tarafından Mevlevîlere vakfedilmiş iken Necib-üd-din’in bu vakfı bozdurduğu yazılmıştır. Fakat bizim tetkikimize göre Karaarslan köyü Mev-lâna Türbesinin vakfı arasında bize kadar gelmektedir. Hatib zade (906 H. 1500 M.) yılında 1!. Bayezid adına yaptığı (Karaman.. Kayseriye ve İçel) defterinde CELÂLEDDÎN-I RUMÎ TÜRBESİ vakıflarını sayarken KARA-ARSLANI da şöylece göstermiştir ! (Karye*i Karaarslan nezd’i Karye-i Aymenos Şu halde Sultan Veled gazelini ya yapılmak üzre olan bir vakfın bozulma istidadı gösterdiği bir sırada nazmetmiş olacaktır. Yahutta Gühertaş; bir tesir altında bozduğu vakfını bu tesir zâil olunca tekrar tesis etmiştir.
Gühertaş’ın bir de medresesi vardır. ANKARA temyiz dairesinde 158 numaralı odada bulunan tapu ve kadastro Umum Müdürlüğü arşivindeki 584 numaralı ve (992 H. 1584 M.) rihli KARAMAN İLİ evkafını ve emlâkini tesbit eden bir defterde bu medrese şöyle gösterilmiştir :
«Vakf-ı medrese-i Gühertaş ibn-i Abdullah. Seyyid-ül-Ârifin sahib-i Mesnevi Mevlâna Celâl-ed-din Muhammedinil maruf bi molla Hünkâr bu medre-* seae tedris (etmişlerdir. Tarihi bina-il-medrese II. Bayezid adına KONYA tarihini yapan eski Karaman Vilâyeti defterdarı Mustafa İbn-İ Ahmed; Mevlâna’mn içinde tedris ettikleri medresenin 630 yılında yapıldığını göstermek suretiyle bu ilim evine karşı müstesna bir önem verdiğini anlatmak istemişıir. Yalnız muharrir vakfiyenin tarihini göstermemiştir. GÜhertaş’ın babasının adı da Abdullah’tır. Mühtedi olduğunda şüphe yoktur. Mevlâna 604 yılı Rebiyülevvelinin 6 sında BELHMe doğduğuna ve (672 H. 1273 M. yılında da öldüğüne göre medrese yapıldığı zaman Mevlâna 26 yaşında idi. Bu medrese hakkında Mevlâna’yı yazarken daha geniş malûmat vereceğiz.
Bedr-ed-din Gühertaş; II. Keykâvus’un Moğol düşmanı bir emîr-i silâhı idi. II. Sultan lzz-ed-din Keykâvus ÎSTANBUL’a gittikten sonra Ali Bahadır ve oğulluğu emîr-i ahûr her taraftan kalabalık asker toplıyarak KONYA’nm muhasarasına gelmişti Pervane Muinüddin Süleyman; bazı Moğol beylerinin yardımı ile her ikisini de (ALTUNBA) da mağlûp ve perişan etmişti.
Onların davetlerine uymuş olanlara ölüm şerbetini tattırdı, tleri gelenlerden ve Kalem sahiplerinden )İzzeddin Keykâvus’un taraftarlığını gütmekte devam eden Müstevfi Necib-üd-din, Müşrifülmülk Kıvam-üd-din, Kadi i leşker Seferi-hisarlı Celâl-ed-in Has Kayıbey Kerim-üd-din Alişir, Üfttad-üd-dâr Emin-üd-din Yakut ile beraber Emir-i silâh Bedr-ed-din Gühertaş da bağlanarak Moğol Kumandanı Alincak’m yanına götürülmüş ve orada hepsi birden öldürülmüştü (1).
Öldürüldüğü tarihi kesin olarak bilemiyoruz. (655 H. 1257 M.) yıllarında öldürülmüş olması çok muhtemeldir.
Mevlâna’ya karşı derin saygısı ve sevgisi vardı.
Emir-i silahlık; Selçukîlerde mühim bir memuriyet idi. Emir-i silâh* silâhhanenin muhafızı ve kumandanı idi. Merasim ve alaylarda hükümdarın silâhını taşırdı.
Mevlâna Celâl-ed-din-i Rumî’nin Sahib Fahr-ed-din Ali’ye yazdığı ve Şeyh Cemaleddin’e verilmesini tavsiye ettiği (Ahî Gühertaş) hanikahınm tetkik ettiğimiz Bedr-ed-din Gühertaş’a ait olduğunu kabul edebiliriz. Hani-kahm da ( Görhane-i Gühertaş = Kühertaş türbesi) ittisalinde bulunduğunu da tahmin ediyoruz.
Bu hanikah Fâtih zamanında yıkılmış olacak ki KONYA evkafını tesbit eden heyet buna rastlamamışlardır.
GÜHERTAŞ TÜRBESÎ’ne niçin (SELİM SULTAN) denildiğini tevsik edecek hiç bir tarihî kayda rastlamadık.
Yavuz Sultan Selim; TUDLU suyunu getirtmek, Ahmed Çelebinin çeşmelerini ihya etmek ve daha başka hayır eserlerinin kurulmasını teşvik eylemek suretiyle Konyaya karşı müstesna bir alâka gösterdiği gibi Konyada iki defa Valilik yapan II. Selim de Konyada muazzam ve muhteşem bir imaret yaptırmıştı. Bu Selim’lerden birisinin bu türbeye ve ittisalinde bulunduğunu tahmin ettiğimiz hanikaha bir vakıf tesis ettikleri veyahat burada bir ordugâh kurdukları için böyle adlandırılmış olması çok muhtemeldir.
Avamın; Selim Sultan’ın bir az ilerideki türbede medfun (Ahibaba) nın kızı olduğu hakkmdaki ağız haberleri hiç bir kıymeti olmamak lâzım gelir.
Karaarslan’dan Konya müzesine iki kitabe nakledilmişsede bunların fleler olduğunu öğrenemedik ?.
Bedred-din Gühertaş; I. Alâ-ed-din Keykubad zamanında Karahisar-üd-devle de Kale dizdarı idi. Orada Mevlâna’nın oğullarının sünnet düğünü ^aPildı. Bu sırada Sultan Veled yedi, kardeşi Alâ-ed-din altı yaşlarında dişler. Düğünde Hükümdarda bulundu.
Uzun boylu, asil, çok zengin, hayrat sahibi ve sarayın has üstadı demektir. Âlimlerin sultanı Baha Veled hazretleri padişahın ve bir çok devlet adamlarının ve emirlerin de dinleyici olarak bulundukları Sultan mescidinde (Alâ-ed-din câmiinde) v’az ederken Gühertaş’ın içinden (Maşaallah Hazretin ne kadar parlak bir zihni, kuvvetli bir hafızası ve geniş bir mütaleası var kî bu kadar söz söylüyor ve misaller getiriyor. Bu kadarı hiç bir müfessire ve vâize nasip olmamıştır.) Şeklinde geçen bir düşünceyi keramet gözü ile görüp kendini derhal ikaz etmişti.
İçinin yıldırım süratiyle keşfedildiğini gören GÜhertaş şaşkına dönmüş» fırlamış Baha Veled’in mimberinin ayağını öpmüş, kendisinin kulu ve müridi olacağını izhar ve nedamet etmişti. Sultan Veled de kendisine :
— O halde sen bu halin şükranesi olarak oğullarım için bir medrese yaptır! (2) demişti.
Eflâkî ilâve eder :
«Hüdavendigârın medresesinin inşasının ve bir takım vakıflar yapılmasının sebebi bu olay oldu. Ve…. vucudunu tamamiyle bu hanedana vakfetti.»
Eflâkî de medresenin Sultan’ül-ulema’nın sağlığında mı, vefatından sonra mı? ne vakit yapıldığını açıklamıyor.
KONYA Selçukiler devrinin Sultan-ül-ulema ve Sultan Veled zamanlarına rastlıyan başlıca üç ( BEDR-ED-DÎN ) i vardır. Birisi medrese yaptıran Bedr-ed-din Gühertaş’tır. Birisi de Tebrizli Bedr-ed-din’dir. (3) Mevlâna Türbesinin Mimarıdır. Emir Âlem-üd-din Kayser; MOLLA HÜNKÂR’ın türbesini yaptırırken bunu kullanmıştır. Bu aynı zamanda iyi bir kimyacı idi.
Bir de Mevlevi ressam ve nakkaş Bedr-ed-din Yavaş vardır ki Mevlânanın çok sevdiği müridlerinden idi. İLÂHÎ DOST diye tanınırdı.
761 H. 1360 M. de ölen Eflâkî; Gühertaş’ın yaptırdığı medreseyi görmüştür. Fakat yerini söylememiştir. Bu medrese 630 H. yılında yapılmıştı.
GÜhertaş; KONYA SURU’nun ERTAŞ KAPISINI da yaptırmıştı. Tahminimize göre bu kapı kendi adıyla meşhur olmuştu. Zamanla halkın ağzında (GÜhertaş ) in (Ertaş) haline gelmiş olduğunu sanıyoruz. Kapının bulunduğu dıvara bir de erkek heykeli yerleştirilmişti. Bunu da kendi adına uygun düştüğü için bilerek yaptığı anlaşılıyor.