Türbe; şimdi müze olarak kullanılan MEVLÂNA DERGÂHI manzu-meşine dahildir. Celil-ed-din-i Rumî türbesinin batı güneyindedir. Türbe; Mevlâna dergâhı mâmuresi arasında Osmanlı devrinin en muvaffak bir mimarî eseridir. Tamamen Gödene taşı ile yapılan bu sekiz yüzlü binanın kapısı kuzeye açılır. Her yüzün eni 2,88 metredir. Kapısının önünde iki mermer sütunun tuttuğu kubbeli bir revak vardır. Revakın kemerlerinden birisi kırmızımtırak, birisi beyaz taşla örülmüştür. Türbenin kapı kemeri mor ve beyaz mermerlerle zıvanalı olarak yapılmıştır. Kapısının üstündeki mermerde nefis bir sülüs ile iki satır halinde Arapça yazı yazılmaktadır.
Kapının eni 0,94, yüksekliği 1,67 metredir. Türbenin kubbesi sağırdır. İç eteğinde îstelaktit biçimi geniş süsler görülür. Türbeden doğuya ve güneye birer pençere açılır. Sağında iki dolap vardır. Türbenin içinde selçuk tarzında mermer sandukalı iki merkad vardır.
1,53 uzunluk ve 0,53 metre enindeki birinci sandukanın başında taşçılık sanatının çok muvaffak bir eseri denilecek nefasette yontulmuş bir taş vardır. Bunun sarıklı serpuşu dikkate şayandır.
Türbenin ortasında yatan, sanduka ve mezar taşında adı ve ölüm yıh yazılmamış zat şüphesiz adına 934 H. 1527 M. yılında Sadrazam Frenk (Makbul) İbrahim paşa tarafından bu bina yaptırılan Hurrem paşa’dır.
Hurrem paşa; Fâtih II. Sultan Mehmed’in has huddammdan Bosna beyi, Rumeli beylerbeyisi ve sonra vezir olan ve 912 H. 1506 M. yılında ölen İskender paşa’nın oğludur.
Hurrem paşa; Karaman beylerbeyi idi. Kanunî Sultan Süleyman OFEN=BUDÎN’i fethettiği sıralarda içel sancak beyi Hersek zade Ahmed paşa’mn oğlu Mustafa bey; Kadı Muslıh-id-din bey ile Kâtip Mahmed bey’e sancağın tahririni yaptırırken vergilerin ağır tarh edildiği iddiası ortaya atılmış ve bu dedi kodu büyüye büyüye halk arasında derin bir memnuniyetsizlik uyandırmıştır, = Sülün koca isminde bir ihtiyar Türkmen
tarlasına tarhedilen iki yüz akçadan yarısının affını istemişti. Talebi fena karşılanmış üstelikte sakalı kazınarak bırakılmıştı. Sülün koca; oğlu Sülün şah ve haksızlığa uğradığını iddia eden Zünnün, KÎLÎKYA’daki gayr-i memnun BOZOK (2) Türkmenlerinin başına geçerek isyan ettiler, tahrir heyetini, Sancak beyi Mustafa beyi öldürdüler tecavüzlerini Sivas’a kadar götürdüler.
Karaman beylerbeyisi İskender paşa zade Hurrem paşa – Peçevî’nin kalemiyle – «gayyur ve Pürsürür ve bazuy-u devlete itimat etmiş bir mağrur çelebi adam idi. Etrafa ilâm-ı ahval etti. Amma tevakkuf etmek lâzımken etmeyip eşkiya üzerine bî vakit hücum etmekle kendisi ve içel sancağı beyi Bostancı Ali bey ve Kayseriye hâkimi Behram bey ve züama ve erbab-ı timardan cemm-i gafir kimi şehit, kimi esir oldu.
Hurrem paşa; KAYSERİYE yakın KURŞUNLU BOĞAZI civarında ölmüştü. Cesedi beylerbeylik merkezi olan KONYA’ya getirilerek MEVLÂNA DERGÂHFnm avlusuna gömülmüştü.
Asiler TOKAT tarafına kadar ilerliyerek ARTIK ÂBÂD ve KAZÂBÂD ovalarında toplanmıya başlamışlardı. AMASYAMa oturan Rumeli beylerbeyi Hüseyin Paşada bunlarla başa çıkamadı. Nihayet DİYARİBEKİR beylerbeyisi Husrev Paşa asileri tepeledi. Fakat bu sırada ADANA ve TARSUS’ta Domuz oğlan ve Beğce (4) bey baş kaldırmışlardı. Bunlar da bastırıldı.. Ertesi sene KARAMAN’da tertip olunan isyan daha ehemmiyetli olmuş bizzat sadrazam İbrahim Paşa’nın orada bulunmasını icap ettirmişti. Sadrazamın AKSARAY’dan asilere çıkardığı kuvvet mağlup bile olmuştu. Bu arada Karaman beylerbeyisi Mahmud Paşa ve Alâiye beyi Sinan bey ve Amasya beyi Koçi bey ve Birecik beyi Mustafa bey de ölmüşlerdi. Bu sırada KARAMAN BEYLERBEYLİĞİ Koca İbrahim paşa oğlu Isa bey’e verilmiştir.
İbrahim paşa; asileri imha etmişti. Bu muvaffakiyetten sonra İbrahim paşa TOKAT’ta asilere karşı zaaf gösterenleri ve kaçanları bir divanda top-lıyarak onları haşlamıştı. Anadolu beylerbeyi Behram paşa’ya :
— Bir bölük çırılçıplak birer Serdesteli torlak uşaklardan niçin firar ettiniz ?.. deyince Behram paşa dembeste kalıp katiyen nutka ve cevaba kadir olmadı.
Kanunî Sultan Süleyman garpte mühim savaşlarla uğraşırken onun fetihlerini, muvaffakiyetlerini yurdun içinde vurmak ve sıfıra indirmek isti-yenlerin bulunması af edilmemesi lâzım gelen bir hareketti. Karaman Beylerbeyisi Hurrem paşa bu vahameti ve işin ehemmiyetini takdir ettiği için vakit geçirmeden ve genişlemeden isyanı bastırmak istiyordu. Onun canla başla çalışışı, sürati, vaktinde tedbir alışı ve nihayet bu uğurda sıcak kanını döküşü Sadrazam İbrahim paşanın dikkatini çekmişti. Ertesi sene bir türbe yaptırmak kadirşinaslığını gösterdi. Hurrem paşa’dan sonra Konyada ölen Karaman Beylerbeyleri de Mevlâna haziresine gömülmiye başladı.
İşte bu türbede gömülü olan Hurrem paşa Sadrazam İbrahim paşanın ve Padişahın takdirini kazanan Karaman beylerbeyisi Hurrem paşa’dır.
Yanındaki kabirde yatan Haefmnda Kanuni’nin Ümerasından Hacı bey olduğunu tahmin ediyoruz. Harem-i humayundan çıkmış değerli bir idare adamıydı. Kitabesine göre 961 H. 1553 M. yılında ölmüştür.
Müracaat ettiğimiz mehazlerde Hacı beyin ölüm yılını bulamıyoruz.