Türbe; Akçeşme mahallesinde Ak çeşmenin arkasında geniş bir bahçenin içindedir. (Buraya Dede bahçesi tekkesi, Mahmudiye tekkesi de) denilirdi. Tekke yıkılmıştır. Türbe kerbiç yapılıdır, üstünü kalın ardıç ağaçları örter divarları Istanbuldaki AYAZMA CÂMİÎ’nin divarınınkiler gibi gayet parlak bir sıva ile sıvanmıştır. Bu sıvalar bal, Yumurta, Kireç, kıtık ve cıva ile hazırlandıkları için mermer gibi parlak ve mukavemetli olurlar. Divarm kalkan sıvaları bir muşamba gibi parlak ve elestikidir. Burada üstleri sıvalı iki sanduka vardır.
Her ikisinin de baş taraflarına yerleştirilen mermerlerde ölüm tarihleri ve hüviyetleri yazılıdır.
Eskiden türbenin etrafı mezarlıktı. Burada bazı kıymetli îynel Dede Mezar Taşı Kitabesi taşlar da vardı. Evkaf idaresi türbeyi ve bahçesini 900 liraya İbrahim Toze isminde birisine satmışur» Türbenin divarlarında Ferruh zade Hacı Muaanın ve damad Osman paşanın 1131 tarihli iki kıymetli levhası vardır. Bu türbenin büsbütün yok olmadan kurtarılması lâzımdır. İçinde bir de büyük teşbih gördüm. Doktor J. H. Loytved; Mahmud Dede’nin mezar taşını AKÇEŞME mahallesinde gördüğünü ve ölüm tarihinin 763 olduğunu söylüyor. Ve bunu Karaman oğulları devrine ait kıy-metli taşlardan sayıyor. Meşhur müsteşrik tabii bu okuyuş ve mutaleâsında da kaf dağı kadar büyük hatalarından birisini işleyor.
Taş; Karaman oğullan devrine değil OsmanlIlardan Kanunî Sultan Süleyman devrine aittir. Bunların Mevlevi tarikı-na mensub olduklarını tahmin ediyorum. Bu bahçeyi Kanun? Sultan Süleyman’ın vezirlerinden Karaman beylerbeyisi Ali Paşa vakfetmiştir. Bahçenin önündeki çeşmeyi de 963 H. 1555 M. tarihinde Ali Paşa yaptırmıştır. Kanun? devri defterlerinde bu mahalleye (MAHMUD DEDE) mahallesi adı verilirdi.