KAYIYÜĞÜ KÖYÜ çok eski bir iskân yurdunun harabeleri üstüne kurulmuştur. Eski bir tarih burada toprakların üstüne ve altına uzanmış yatıyor. Her yer eski eser döküntüleriyle, kitabelerle, heykel parçalarile doludur. Mevlüt Ağa’nm evinin bahçesinde üstte iki insan kabartması bulunan 0,30X 0,50 metre ebadında kıymetli bir taş vardır. Mehmet Dağcın evinde merdiven basamağı olarak kullanılmış 10,52X0,84 metre eb’adında üstünde dört satırlık Lâtince kitabe bulunan bir tarih yadigârı gördüm.
Taşla yapılan ve ağaçla kara örtü şeklinde damlanan Câmi’in havlısında 0,75X0,78 metre ebadında eski bir mimarî eserden getirilmiş bir sütun parçası vardır. Mâ-bedin önünde bulgur dibeği yapılmış 72 santim yüksekliğinde ve bir metre çapında üstünde salip bulunan bir taş gördüm.
Yüğ köyün batısındadır. Burada eski, daha eski ve çok daha eski üst üste, yan yana yatmıştır. Buralar beşer tarihine projektör ışığı tutacak büyük cildlere gebedir.
Mâbedin inşa tarihi gibi yaptıranı da tesbit edecek bir vesika elimize geçmedi.