Sahib Ata Gâmii; ALÂEDDÎN TEPESΑnin güneyine raslıyan LÂREN-DE mahallesinde MERAM YOLU üzerindedir. Eski Konya suru’nun Lâ-rende kapısının karşısına rasladığı için (LÂRENDE CÂMİİ) şöhretini almıştır. Mâbedin kuzeye açılan tak kapısı Selçuk mimarîsinin baş eserlerinden birisidir. Rum Selçukluları mimarîsinin en bâriz vasıflarından birisi de taşla,
sâde ve sırlı tuğlayı yapı malezimesi olarak seçmesi ve bunları bir birine kaynaştırmasıdır. SAHİB ATA’nın mimarı Külük’ün bunu fevkalâde bir muvaffakiyetle tatbik ettiğini görüyoruz. İNCE MÎNÂRE ile yıkılan NİZAMÎYE MEDRESESi’de bu inşa üsulünün parlak örneklerindendir. Yeknesaklık, bir pilânın ufak tadillerle veyahut aynen tekrarı mimarı sıkmaktadır. Külük; büyük Türk mimarı Sinan gibi pilânda tenevvü’ü seven, ibdâ kabiliyeti yüksek bir san’at-kârdır.
ÎNCE MİNÂRE’nin tak kapısı ve minâresi önünde duyulan bedi’i zevk ve heyecan LÂRENDE CÂMİÎ’nin tak kapısı önünde büyük bir hayranlığa çevriliyor. Gözler ve gönüller bu âbide karşısında büyüleniyor. Taşın, tuğlanın, rengin umumî ahengi önünde insan vec-din ve huşu’un en tesirli durgunluğuna kendisini kaptırıyor. Âbidenin önünden ayrılmak istemiyor. Şimdi bu âbideyi görelim: Takın ||1 9.50, derinliği 3.60 as,l kapısının eni 1.65, yüksekliği 2.46 metredir.
Kapının kemeri 19 mavi taşın ve ak mermerin z.vana ile birbirine geçerek kenedlenmesinden doğmuştur. Kemerin iki tarafta bırakdığı müeselleslerı kalın bir kaytanın m te ı şekıl-lerde düğümlenmesinden doğan ta5 kabartmalar süsler kapısının üstünde ı iste.akt.tler devri taşçılığının en mütekamil eserler, Mağaralardaki k,s salkımlarım andran bn dişili erkekli oymalar,n sağında ve solonda birer göbek görülür.
İNCE MİNÂRE tak kapısının üstünde bulunduğunu tahmin ettiğimiz kitabede işte bu gibi tesirler altında yok olmuştu. İstelaktitlerin üzerindeki kemerin bir kaç yerinden çatladığını teessürle kayıd ediyoruz. Portalin iki taraflarında 1.30 en ve 2.45 metre irtifaında birer mihrabî hücre vardır. Mihrap-cıkları yaprak kabarmalar!yle süslenmiş bir çerçive sarar. İçlerini hendesenin en zor şekillerinden dokunmuş kabartmalar tezyin eder. İstelaktitlerin sağında ve solunda düz satıhlı birer göbek görülür.
Tahminimize göre bu kitabe bir kazaya uğradığı için sonradan kazınmıştır. Yoksa çok titiz bir mimar olan KülÜk eserinde göze çarpan böyle bir noksanın ve kusurun bulunmasına tehammül edemez. Portalin iki taraflarında; üstleri hendesî kabartmalarla, başlıkları akant (yapraklariyle süslenmiş oyma birer sütua vardır. Sütunlardan sonra portalin
şerid şeklinde ikişer yerde düğümlenen kabartmalı geniş çerçevesi gelir. Çerçevenin yanındaki satıhlar baştan başa kitabeye tahsis edilmiştir. Burada devrinin sülüsü ile sağın alt kısmından başlamak şartiyle besmele ve on üçüncü âyete kadar
Fetih suresi kazılmıştır. Büyük kapının iki taraflarında muhteşem birer sebil vardır. Sebillerin altlarında su hazînesi olarak
mermerden birer kıymetli lahd konulmuştur. Sağdaki lahdin uzunluğu 2.20 yüksekliği 0.87 soldakinin boyu 2.50 yüksekliği 2.87 metredir.
Sağdaki lahdin ortasında bulunduğunu tahmin ettiğimiz kitabe taraklanarak yok edilmiştir. Kitabenin sağında, solunda birer Medüz başı, alt köşelerinde ikişer civ civ, üst köşelerde büyük başlı ikişer büyük balık kabartması vardır.
Mimar taş malezimeden; sâde ve sırlı tuğlaya, çiniye geçmek için sebillerin üstlerinden sivrice kemerli birer pencere yapmıştır. Bu çiniler gözleri tuğlaya hazırlamak için yapılmıştır. Bundan sonra minâ-relerin çinilerle ve sırlı tuğlalarla işlenmiş küp satıhları gelir.