Mâbed; ALÂEDDİN’in güneyinde kendi adını verdiği mahallede 61 numaralı sokağın içindedir. Mâbedin di varlarının alt kısmı gayri muntazam taşla, üstleri ve kubbesi tuğla ile yapılmıştır.- Yalnız kapısının açıldığı batı divarmm altı muntazam kesme taşla yapılmıştır. Mâbedin kapısı batı köşesinden açılır. Kapının sağında bir penceresi vardır, diğer üç tarafına yukarıdan yarık halinde birer pencere daha açılır.
Kubbesinin üstünde tuğladan süsler görülür. Kapısının söve-lerinde iki burç dendanı taşı kullanılmıştı. Bu taşlar aynı zamanda kapı kemerinin ayağını teşkil ediyorlar.
İşbu mescid-i şerif imamı tarafından tecdiden tamirine muvaffak olunmuştur. îhvûn ve erbab-ı kulûbdan bâni ve muammirini hayır ile yâd ve güzel duâ edilmesi için rica olunur. 2/Haziran/1339 ve 16/Şavval/1341»
Bu kitabenin iki tarafına birer mavi çini yerleştirilmiştir. Mâbedin 39 sene evvel tamir edildiği anlaşılmaktadır. Mâbedin asıl kitabesi eski idâdi mektebindeki müzeye kaldırılmıştır. Şimdi Konya müzesindedir. 0,47×0,45 metre ebadındaki bu taşda selçuk sülüsü ile beş satırlık arapca kitabe okunmaktadır.
Mescidin eskiden çinilerle süslü olduğu kapısının üstündeki çini döküntülerinden anlaşılıyordu. Son tamir esnasında bu çiniler de gaybolmuştur. İçinde de çini kalmamıştır. Mâbed iyi muhafaza edilmesi lâzım gelen güzel bir Selçuk eseridir. AKSÎNNE mahallesindeki ( Künbetli Mescid ) tipinde-dir. Fâtih’in ve II. Bayezid’in KONYA evkafını tesbit eden heybetleri bu mescidi görmüşler ve ( Mescid-i Şeker Füruş ) şeklinde defterlerine yazmışlardır. Dikili taşdaki bir tarla da bu mescidin vakfı olarak kaydedilmiştir.
KONYA vakıflar müdürlüğünde 4 No. lı defterin 78 sahifesinde bir tedavül kaydında aynen şunları okuyoruz :
Medine-i Konyada Şekerfüruş mahallesinde vaki ( Çiftekaya ) demekle maruf mescid-i şerifinde yevmî bir akça vazife ile İmam ve Berhasbî mütevellisi ve kurbinde merhum Musahip paşa vakfı yaz mescid-i şerifinde dahi yevmî üç akça ile imam olan Abdurrahim ibn-i Me’zunbilifta Elhac İbrahim fevtinden oğlu Ömer halife ibn-ilmerhum Abdurrahim’e tevcihi 15/Şevval/1224» Filhakika Musahib-i şehriyarî Mustafa paşa Mescidin ittisaline bir yazlık namazgâh yaptırmıştı. Burası sonradan yok olmuştu. Mahallenin yaşlı adamları bile bu yazlık mescidi hatırlayamazlar. Mustafa Paşa’mn yazlık için tesis ettiği gelir şimdi mescid masraflarına harcanılmaktadır.
Mâbed 1961 de Konya eski eserlerler derneğinin ve mütevellisinin yardımıyla tamir edilmiştir.
Mescidin bânisi Şekerci Hasan’ın; ergin ve olgun bir kişi. Hoca Fakihin müridlerinden olduğu, tuz’u şeker’e çevirme gibi kerametleri bulunduğu rivayet edilir. (3)
KONYA’daki ŞEKERFURUŞAN veyahud ŞEKERRİZAN hanlarının bunun olduğu iddia edilemez. Bu hususda eski kaynaklarda hiç bir işaret ve kayd yoktur. Şeker yapanların, şeker satanların hanları bulunabilir. Şeker Furuşan hanına Şems-i TebrİZÎ ilk defa KONYA’ya geldiğinde müsafir olmuştu. Bu an hükümet caddesinde eski ÇUMRALI MEDRESESİ’nin yanında idi. Şems-İ Tebrizi bu hanın önünde Mevlâna ile ilk defa buluştuğu için «iki denizin kavuştuğu ve kavuştuğu yer anlamına buraya (MEREC-ÜL-BAHREYN) denilmişti. (4) ŞEKERFÜRUŞ TÜRBESİ’ne de bakmız.
(2) ( Mevlâüa Şehri Konya ) da kitabe bazı yanlışlarla nakledilmiştir.
(3) Konya ve Rehberi. S. 89.
(4) Ariferin Menkıbeleri. Yazıcı tercemesi. C. 1 S. 91 ve 161. C. 2. S. 47.