Bu türbe ve zâviye; Musalla mezarlığının içinde Şüca’-üd-din Uğurlu türbesinin batısında ve şehy Evhad-ed-din’if Kirmanı türbesinin kuzeyinde idi. Gevrek isminde bir esrarkeş burasını bir ikametgâh haline getirdiği için son zamanlarda (Gevreğin tekkesi) adını almıştı. Tekkeleri ve türbeleri kapayan kanun yürürlüğe girdikten sonra Alâkadar idare bu zâviyenin ve türbenin enkazını satmıştır.
Şeyh Sadaka; Sadr-ed-din’i Konevî’nin oğlu Sa’d-ed-din Çelebi’nin hocasıdır. Sa’d-ed-din Çelebi daha küçük yaşında erenlere karıştığı için babasının iltimasile hocasının dizinde ölmüş ve sonradan zaviye haline gelen kendi evine gömülmüştü.. (2)
Fâtih devrinde KONYA evkafını yazan tahrir heybeti bu zâviyeyi de tes-bit etmiştir. O vakit Derviş Veli zftviyenin şeyhi idi z&viyenin evkafı da şunlardı :
1 — Gülüstan havlısında bir bağ
2 — Zâviye yakınında bir zemin
3 — Meram vadisi değirmeni (3)
(1) Bu hamam hakkında Akşehir adlı kitabımızın 414 neti ftahifeeinde malûmat »ardır.
(2) «Rağaib-ül-menakip» Konya Mtize kütüphanesi No. D 5/20
(3) Bu değirmen yıkılarak yerine başka değirmen yapılmıştır.
Bu değirmenin kiracıları 200 akça icare vererek değirmeni yıkmışlar ve kendi adlarına bir başka değirmen yaptırmışlardı.
Evkaf müfettişleri bunu yolsuz buldukları için yapılan değirmeni tekrar zâviyeye bağlatmışlardı. (1) Bu zâviye yerini Şeyh Sadaka’ya Sadr-ed din-i KonevY vermişlerdi. Şeyh Sadaka’nın ve Sa’d-ed-din Çelebi’nin mezar taşlarını bugün burada bulamıyoruz. Zâviyeyi enkazcılar yıkarlarken Selçuk tarzında som mermer bir çok sandukalar kırılmış ve kıymetli bazı taşlar da toprağın altında kalmıştır.
Doktor J. H. LOYTVED 37 sene evvel bu türbeyi tetkik ederken bu Emreh’in ayak taşını da görmüş ve 694 H. 1294 M. yılında ölmüş olduğunu tesbit etmiştir (2). Bu müsteşrik de o vakit burada ne Evhad-ed-dİnJi Kirmanî’nin, nede Şeyh Sadaka ve Sa’d-ed-din Çelebi’nin mezar taşlarını görmüştür. O halde bu taşların daha evvelden yok oldukları anlaşılmaktadır.
Bu zat; Musallada bunlardan başka: H. 636 yılında ölen tmam Şems-ed-din Ahmed ibn-i Ebülmeali’nin, H. 638 de ölen Nur-ed-din Haşan ibn-i Osman-il’Beylekanî’nin, H. 643 de ölen Mahmud ibn-i Hacı İbrahimin, H. 676 da ölen Fahr-ün-nisa Fatıma hatun bint-i Şems-ed-din Yahyanm ve H. 703 tarihinde ölen Vefa hatun bint-i Ebubekrin mezarlarım görmüştür.