Hamilelik döneminde ortaya çıkan fizyolojik ve psikolojik nedenler sonucunda birçok kadın bebeğinin zarar göreceği endişesiyle cinsel ilişkiden kaçınıyor. Oysaki her şeyin yolunda gittiği hamileliklerde son 4 haftaya kadar hamilelikte cinsel ilişki yaşanmasında hiçbir kısıtlama yok.
Hamilelik, kadınların hayatını derinden etkileyen son derece değişik bir süreçtir. Bu süreç içerisinde fiziksel değişikliklerin yanında pek çok psikolojik değişiklik de ortaya çıkar. Hamilelikte cinsellik ve cinsel istek insanın içinde doğuştan var olan bir içgüdü. Hamileliğin fark edilmesi ile birlikte annelik içgüdüsü biraz daha baskın hale gelir. Özellikle ilk hamileliğini yaşayanlarda, dışarıdan gelecek her türlü müdahalenin bebeğe zarar vereceği düşüncesi anne adayının cinsel isteklerini köreltebilir. Oysaki normal seyreden bir hamilelikte cinsel ilişkinin olumlu ya da olumsuz hiçbir etkisi yoktur.
Hamilelik ilerledikçe cinsel istek artabilir
Halk arasında erken dönemde yaşanacak cinsel ilişkinin bebekte sakatlık ya da ölüme neden olacağı veya bir düşük ile sonuçlanacağı fikri hâkim olmasına rağmen bunun hiçbir bilimsel dayanağı yoktur. Hamilelik ilerledikçe ve anne adayı kendisinde gerçekleşen bu değişime uyum sağladıkça cinsel istekte de bir artış görülebilir. Rahmin iyice büyümesi ile birlikte cinsel ilişki teknik olarak zor bir hal alır. Bu durum zaman zaman anne adayında ağrı ve acıya neden olabilir. Hamileliğin son dönemlerinde bu nedenle cinsel istekte yeniden azalma görülebilir.
Son 4 haftaya kadar devam edilebilir
Her şeyin normal olarak gittiği durumlarda son 4 haftaya kadar cinsel yaşamda hiçbir kısıtlama yoktur. Son 4 haftada ise erkeğin ejakulasyon sıvısı içinde bulunan “Prostaglandin’’ denen lipid bileşenlerinin rahim kasılmalarını başlatabileceği düşüncesi ile ilişki önerilmez.
Hangi durumlarda hamilelikte cinsel ilişkiden kaçınmalı?
Daha önceden tekrarlayan düşük öyküsü olan veya erken doğum yapan kadınlarda ilk 2 ayda hamilelikte cinsellik kısıtlanabilir. Hamileliğinin herhangi bir döneminde düşük ya da erken doğum tehdidi olan ve vajinal kanama yaşayan kadınlarda cinsel ilişki kesinlikle yasaklanır. Bu yasak tehlikenin ortadan kalktığı kesin olarak saptanana kadar devam eder. Erkekte veya kadında teşhis edilmiş genital enfeksiyon varlığında da enfeksiyon tedavisi tamamlanıncaya kadar yasak konmalıdır. Riskli hamilelikler sınıfına giren, plasenta previa denen, çocuğun partnerinin doğum kanalında önde gelmesi durumunda da kanamayı başlatma riski nedeni ile ilişkiden kaçınmak gerekir.
Partner desteği şart
Zor bir psikolojik sınavdan geçen hamileler için partnerlerin desteği önemli bir yer tutuyor. Hamileler psikolojik korkular nedeni ile ilişkiden kaçınıyorsa bu durumu anlayışla karşılamak ve kesinlikle zorlamamak gerekiyor.
Psikolojik sebepleri azımsamayın
Kadınlar, hamilelik dönemi boyunca ciddi bedensel ve psikososyal değişimler yaşıyor. Hamilelikliğin her zaman toz pembe olamayacağına dikkat çeken Medical Park Gaziosmanpaşa Hastanesi Psikiyatri Uzmanı Dr. Murat Altın, “Hamilelik dönemi kadınlar açısından mutluluk, doyum, olgunluk, kendini gerçekleştirme ve gelişme süreci olmasına karşın, pek çok sorunu da beraberinde getirir” diyor. Bulantı, kusma gibi bedensel; stres, endişe, kaygılı bekleyiş, kişiler arasındaki ilişkilerdeki değişimler ve ruhsal anlamda aşırı yüklenme gibi ruhsal nedenler sebebiyle kadınlar açısından zorlayıcı olabilen bir süreç.
Hamilelerin yüzde 80’inin cinsel hayatı etkileniyor
Kadınlarda cinsellik yaşam kalitesi açısından önemli bir bileşen. Bedensel, ruhsal ve sosyal birçok faktörden etkilenir. Yapılan çalışmalarda kadınların yüzde 30-60’ında yaşamları boyunca en az bir cinsel sorun yaşandığı tespit edilmiş. Kadının yaşadığı gebeliğe özgü bedensel değişiklikler, aile ve sosyal yaşamda meydana gelen farklılıklar cinsel yaşantılar üzerinde önemli yansımalar yaratır. Hamilelikte çeşitli ruhsal ve fi ziksel değişikliklere ve olumsuzluklara bağlı olarak cinsel yaşam negatif yönde etkilenir. Bunların bir sonucu olarak hamilelik döneminde cinsel sorun yaşayan kadınların oranı belirgin olarak artar. Ülkemizde yapılan çalışmalarda gebe kadınların yüzde 80’inin cinsel yaşantısının olumsuz etkilendiği görülüyor. Gebeliğin yanı sıra çiftin hamilelikten önceki hem duygusal hem de cinsel ilişkisinin kalitesi de önemli. Hamilelik öncesi yaşanan sorunlar hamilelik ile azalabileceği gibi gebeliğin getirdiği zorluklar nedeni ile giderek artabilir.