Tüm Avrupa, Kuzey Amerika ve Asya olmak üzere dünyanın hemen her yerinde görülen yaklaşık 100 çeşidiyle kozmopolit bir türdür.Avrupa’nın bazı ülkelerinde ve Hindistan’da tarımı yapılan türleri vardır ve bunların çiçek büyüklüklerinin çapı yedi santimetreye kadar varır.Karahindiba (Taraxacum officinale), papatyagiller (Asteraceae) familyasından yaygın bir bitki türü. Çiçekleri sarı, yaprakları yeşil olsa da bitkinin adına “karahindiba” denilmiştir.
Karahindiba bitkisini, Amerika’dan Avrupa’ya getirenler ilk sömürgecilerdir. Orijinal adı (İngilizcesi, “dandelion”), Fransızcada aslan dişi anlamına gelen “dent de lion” sözcüğünden gelmektedir.
Karahindiba, çimenlik ve otlaklık alanlarda yetişen, açık sarı renkli, yabani bir çiçektir. Ilıman bölgelerdeki bahçıvanlar, karahindiba bitkisini kontrol edilmesi zor, sorunlu bir bitki olarak görürler.
Diş görünümü veren, kenarlarında iri tırtıkları olan yaprakları vardır. Altın sarısı başı, gerçekten de bir çiçek kümesidir.
Karahindibanın sapı yumuşak, düz ve içi oyuktur. Bitkinin tamamı, beyaz ve sütlü bir öz suyu içerir. Kökü uzun, kalın ve sivridir. İçinden tüy benzeri dallar çıkar.
Karahindiba, üreme açısından neredeyse diğer bütün bitkilerden ayrılır. Yumurtalıkları, polenlerle döllenmeden bereketli filizler oluşturabilir.
Hindiba, Arapça kökenli bir kelimedir. Tedavisi için kullanıldığı göz hastalığı trahomdan kaynaklandığı ileri sürülür.
Bu beyaz topçukları oluşturan meyve kapçıkları en hafif rüzgarda bile uçup çevreye dağılır. Karahindiba bitkisinin uçan parçaları aslında birer tohumdur. Bitki böylece yaydığı tohumlarıyla çoğalır. Hortum şeklinde kesilip çok güzel ses çıkardığı için bu ismi almıştır.